Pakistan Güney Asya’da Hindistan’ın Yükselişinden Rahatsız

Paylaş

Güney Asya’nın iki düşman kardeşi, Hindistan ve Pakistan son üç yıl baz alındığında her iki ülkenin de yeni hükümetleri, Pakistan’da Nawaz Şerif’le Hindistan’da da 2014 yılında iktidara gelen Hindu milliyetçisi Narendra Modi. Partisinin seçim propagandaları sırasında çokça Pakistan karşıtı söylemleri ve Müslümanlara karşı tutumlarıyla Hindu halktan oy toplayarak iktidar gelmesi nedeniyle, Şerif kendisinden bir yıl sonra göreve gelen (2014) Modi yakınlaşması akabinde de Nawaz Şerif’in Modi’nin yemin törenine eşiyle katılıp kendisini tebrik etmesi Pakistan halkının gücendirmiş ve hayli tepki toplamıştı.

Başbakan Şerif, Modi’nin davetine icabet etmiş ve yemin törenine katılmıştı.

Şerif ailesi ki, Pakistan’da bir kısım medyada artık şerif hanedanlığı diye anılmaya başlanmıştır, Hindistan’la aralarındaki husumetin bitmesini ve bunun ilk adım olarak bölgesel bir işbirliğine dönmesini çok istiyor. Pencab Başbakanı olan kardeşi Şahbaz Şerif de henüz Nawaz Şerif 2013 seçimlerini kazanmadan önce Hindistan’la ilişkilere çok önem veriyor hatta benim de hazır bulunduğum birçok toplantıda Hindistan sınırına bir tema park yaptırmak için Türk girişimcilerden yardım isterken, Hindistan’dan çok sayıda ziyaretçi de bu tarafa gelebilecek diye not düşmüştü.

Pencab eyaleti Başbakan’ı Şahbaz Şerif

Ancak ne var ki enteresan bir şekilde Nawaz Şerif, Hindistan her ne kadar Pakistan’ın bu çabalarına hayır demese de, çok fazla barış sürecinde aktif görünmese de düşmanca bir tavır içinde de olmamış her defasında Hindistan’ın bu süreci istemeyeceğine dair olaylar yaşanmıştır. Öyle ki ikili ilişkileri geliştirmek isterken sürekli sınır çatışmalarının yaşanması, Hindistan askerlerinin Pakistan sınır kontrol noktalarına rastgele ateş açmaları ve askerlerini öldürmesi, Hindistan’a sınır Sialkot şehrinin sınır köylerinde rastgele evlere ateş açması, tarlada çalışan köylüleri öldürmesi, bu barışı istemeyenlerin iki ülkenin ikili ilişkilerini geliştirip bölgeye istikrar gelmesini istemeyenlerin varlığının delilini teşkil ediyor.

Sadece bu kadar küçük denecek olaylar yaşanmıyor haliyle, Pakistan Lahor’daki Wagah sınır kapısındaki bayrak töreninde canlı bomba dehşetinin yaşanması olayda yüzlerce sivilin ölmesi, Pakistan resmi kaynakları bunu dillendirmese de kamuoyu nezdinde bunu yapan Hindistan’dı. Akabinde bu yılın başında Hindistan’ın Penjab eyaletinde Patankot hava üssüne militan saldırısında yedi Hintli asker ölmüş. Hint hükümeti saldırıdan İngiltere, Amerika ve Hindistan’ın terör örgütü kabul ettiği Ceyşi Muhammed örgütünün yaptığını ve 17 saat süren çatışmalarda öldürülen militanların Pakistan ile bağlantılı olduklarını açıklamıştı.

İki ülke İngiliz idaresinden 1947’de ayrıldıktan sonra da birkaç kez savaşmışlardır, Keşmir sorunu devamedegelmektedir, sürekli sınır çatışmaları yaşanmakta, iki ülke kaynaklarının büyük bir bölümünü askeri harcamalara ayırırken de nükleer silahlara sahiptirler.

Pakistan, Güney Asya’nın nükleer güce sahip Müslüman ülkesi, 180 milyon nüfusu önemsenecek bir askeri güç olmasının yanında siyasi istikrarsızlık, askeri darbeler, fakirlik, yolsuzluk, rüşvet gibi açmazlara gark olmuş bir türlü bu olumsuzluklardan sıyrılıp kalkınamayan bir ülke.

2013 seçimleri ile görev süresi biten Benazir Butto’nun eşi ve Cumhurbaşkanı Asif Ali Zerdari, Pakistan siyasi tarihinde ülkenin içinde bulunduğu bir sürü sıkıntıya rağmen ilk kez seçimlere zamanında gitmiş ve beş yıllık görev süresini doldurmuştur. Bu olay siyasi bir milat kabul edilmekte siyasilerin, iktidarlar seçimle gelip görev sürelerini tamamlamalıdır söylemini geliştirmiştir. Asıf Ali Zerdari görev süresinin bitimine doğru tek bir hamle yapmış Birleşmiş Milletler ve Amerikan ambargosuna rağmen İran ile gaz alım anlaşmasını imzalamış, konu ile ilgili Amerikan tehditlerine boyun eğmemiş, bize akıl lazım değil gaz lazım diyebilmiştir.

2013’te iktidara gelen Nawaz Şerif’in siyasi macerası talihsizliklerle dolu, ilk Başbakanlığı 1993’te kendisinin Cumhurbaşkanı olarak atadığı Legari tarafından görevden alınmış, yapılan seçimler sonucu iktidarı Benazir Butto’ya kaptırmış, ikinci kez de 1999’da ordu darbesiyle görevinden alınmış Suudi Arabistan’da sürgünde kaldıktan sonra bugün görevinin başındadır.

Pakistan bugün itibariyle çok ciddi ekonomik sorunlarla boğuşmaktadır, enerji sorunu had safhada büyük şehirlerde günde en az 12 saat, kırsal bölgelerde 18-20 saate varan elektrik kesintileri yaşanmaktadır. Büyük sanayi kuruluşları, organize sanayi bölgeleri kapanmış bu durum da işsizliği, yeni yatırımları dolayısıyla da devletin gelirlerini doğrudan olumsuz etkilemiştir. Yabancı yeni yatırım gelmemesinin yanı sıra mevcutlar da yerli firmalar dâhil özellikle de tekstil firmaları yeni yatırım ve imalat sanayilerini Hindistan ve Bangladeş’e taşımak zorunda kalmıştır. Hal böyleyken de Pakistan’ın yeni yatırımcıları ülkesine çağırması anlamını yitirmiş durumdadır.

Siyasi istikrarsızlık ülkenin önemli başka bir sorunu; iktidardaki Müslim Lig, Pakistan Halk Partisi ve dünyaca ünlü eski kriket oyuncusu İmran Han’ın Pakistan Adalet Hareketi ülkenin en önemli üç siyasi hareketi. 2013 seçimlerinin ardından İmran Han hiç beklemediği bir seçim yenilgisi yaşayınca, seçimlerde hile yapıldığını söyleyerek Anayasa Mahkemesi’ne gitti ve küçük çaplı protestolara başladı. 9 ay sonra Lahor’dan İslamabad’a protesto yürüyüşü başlatarak aylarca, MİNHACU-L QURAN ve Pakistan Halk Hareketi Lideri Tahiru-l Qadiri ile İslamabad’ta hayatı durdurdular. Öyle ki Çin Başbakanı bu yüzden Pakistan ziyaretini ve ekonomik işbirliği anlaşma imzalarını tehir etmek zorunda kaldı. Söylenenlere göre bu sürede Pakistan kurulduğu tarihten bugüne kadarki yolsuzluk kayıpları kadar ekonomik kayba bu protestolar yüzünden maruz kaldı.

Pakistan konumu itibarı ile de çok bahtsız bir bölgede yer almaktadır. Batısında İran, kuzeyinde Afganistan ve Çin, doğusunda da Hindistan yer almaktadır. Çin hariç tüm komşularıyla problemli olan Pakistan birazda otomatik olarak istikrarsızlığa mahkûm edilmiştir. Birleşmiş Milletler ve Amerikan ambargosu altındaki İran’la kayda değer bir ticari ilişki içinde olamamış, 1979 yılından bu yana savaşlar, iç çatışmaların ardından terör örgütlerinin hayat bulduğu bir Afganistan yanı sıra son yıllarda dünyanın ve Pakistan’ın başını ağrıtan Taliban ve sayıları yaklaşık 65’i bulan farklı terör örgütleri Pakistan’ın kalkınmasın önünde büyük engeller olmuştur.

Doğu komşusu ve en uzun sınırlarının olduğu kadim düşman Hindistan, Güney Asya’nın en büyük ülkesi yakın geleceğe dair bölgesel ve küresel hedefleri olan hızla kalkınma hamlelerini bir bir uygulamaya koyan Çin’e rakip olabilecek dev bir ülke, aynı zamanda Pakistan’ın bölgedeki en büyük düşmanı ve rakibi. Bugün itibarıyla Hindistan için Pakistan yanı başındaki nükleer Müslüman bir tehdit olması dışında iki ülkenin bölgede güç dengelerinin korunması açısından Hindistan bir hayli arayı açmış durumda.

Pakistan içeride siyasi istikrarsızlık, rüşvet, yolsuzluk, işsizlik, fakirlik, cehalet ve eğitimsizlik yüzünden kendini toparlayıp kalkınma hamlelerini başlatamazken, bölgedeki güç dengeleri Hindistan lehine değişmektedir. Modi çok aktif dış politikalar izlemekte Hindistan’ı bölgenin hakim gücü kıldıktan sonra dünyaya entegre etme çabaları içindedir. Bu çerçevede Pakistan’ın evvelce iyi ve güçlü ilişkiler içinde olduğu Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkilerini ve ticaret hacmini geliştirmiş, Afganistan’la yakınlaşmış, İran’la yakın ilişkiler tesis etmiş, Amerika, Japonya gibi ülkelerle de askeri ve ticari ilişkilerinde Modi iktidarında gözle görülür bir iyileşme söz konusudur. Modi dış gezi programlarına dört ila on ülke alırken Dışişleri Bakanlığı aktif bir şekilde lobi faaliyetlerine hız vermişken, Pakistan’ın üç yıldır Dışişleri Bakanı yoktur. Sertaç Aziz Dışişleri Bakanı’nın görevini Başbakan’ın Danışmanı ve Dışişleri sözcüsü sıfatı ile yürütmektedir. Ayrıca, Pakistan dışişlerinde bir başsızlık, lidersizlik şikâyetleri yükselmekte dışişleri bürokratları liderleri olmadığı için pasif durumdadırlar.

Hindistan, Suudi Arabistan’ın en büyük petrol alıcısıdır, Katar’la iş hacmini yıllık on milyar dolara çıkarmış, önemli miktarda sıvılaştırılmış doğalgazı Hindistan’a ihraç etmektedir.

Afganistan’ın Herat eyaletinde iç savaşlardan zarar gören bir baraj için Hindistan 300 milyon dolar harcamış, 1500 Hintli ve Afganlı mühendisle tamamlanan barajın açılışı Başbakan Modi ve Eşref Gani’in katıldıkları törenle açılmıştır. Modi’nin Afganistan’da çok sıcak karşılanması Pakistan’ın homurdanmalarına sebep olmuş ancak Pakistan’ın da Kabil’de baraj yapmak istemesi ama projeyi hayata geçirememesi biraz eziklik yaratmıştır.

Hindistan’ın yardımları ile yeniden hizmete açılan Herat şehrindeki baraj

Amerika ile ilişkilerini ve ticaretini geliştiren Hindistan’ın ülkedeki, Amerika’nın 2014 yılı itibarıyla yatırımları 28 milyar doları bulmakta ve en önemlisi de bunun 15 milyar dolarlık bölümü geçen yıl yani Modi iktidarı döneminde gerçekleşmiş yanı sıra önümüzdeki yıl gerçekleşecek 50 Amerikan şirketi ile 27 milyar dolarlık anlaşmalar imzalanmıştır.

Tüm bunları alt alta koyduğumuzda, Güney Asya’da güç dengeleri Pakistan aleyhinde gelişmektedir. Pakistan uluslararası arenada en çok terörle anılır olmuş geri kalmış bir ülke kimliğine bürünmüştür. Etrafı ateş çemberiyle çevrilmiş tüm istikrarsızlık unsurları içeride ve dışarıda ülkeyi kuşatmış durumdadır. Yaklaşık kırk yıldır Afganistan’da devam eden savaş ve terör hareketleri Pakistan’ın bugünkü durumunda en büyük etkendir şüphesiz. Afganistan istikrara kavuşmadan Pakistan’da bir istikrar ve güven ortamı sağlanması imkânsızdır. Afganistan’daki bütün kir Pakistan’a akmakta buranın istikrara kavuşmasını engellemektedir.

Pakistan iç meselelerle, terör, yolsuzluk ve ekonomik zorluklarla uğraşmaktan üstüne üstlük dış işlerindeki zaafiyetten dolayı sürekli didiştiği bitmeyen Keşmir sorunu yüzünden bir türlü istikrarlı ilişkiler kuramadığı doğu komşusu Hindistan’a bölgenin anahtarını altın tepsi içinde sunacaktır. Pakistan sadece Çin yatırımları ile ayakta durmaya çalışmakta Çin’in 35. eyaleti olmaktan başka çaresi kalmamış bölgede ve dünyada kendi kendini yalnızlaştıran bir ülke durumuna düşmüştür. Türkiye’yi ve Türkleri kardeşi gibi gören dost ve kardeş ülke Pakistan, Türkiye’den çok fazla şeyler beklemekte Cumhurbaşkanı’mızın ve Başbakan Davutoğlu’nun ziyaretlerinden sonra da her şey eski haliyle bırakılmış, bir türlü Pakistanlı kardeşlerimiz bize kurtuluş savaşında çok yardım etmiş, gelinlik kızlar ziynet eşyalarını bize yardım olarak göndermiş söyleminden öteye geçememiştir.

İlgili İçerikler

Son Yazılar