*Abdussamet Karataş – 27.12.2021 Milli Gazete
Güney Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (GASAM) düzenlediği “Afganistan’da İnsani Diplomasi ve Yardımlar” başlıklı online konferansta Afganistan’daki insani krizin sebepleri masaya yatırıldı.
Güney Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (GASAM), “Afganistan’da İnsani Diplomasi ve Yardımlar” konulu online bir konferans gerçekleştirdi. GASAM Başkanı Cemal Demir’in moderatörlüğünde gerçekleşen konferansa Afganistan eski milletvekili Hamiduddin Yoldash, Türkiye Diyanet Vakfı Afganistan Sorumlusu Dr. Abdulcelil Alpkıray, İHH İnsani Yardım Vakfı Afganistan Koordinatörü Mücahit Kılıç konuşmacı olarak katıldılar. Afganistan’la ilgili bilgi birikimlerini katılımcılarla paylaşan konuşmacılar, ülkedeki güncel insani, siyasi ve ekonomik duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundular.
Kim amerika’ya sarılırsa sonu bataklık olacaktır
Afgan halkının tarih boyunca işgalcilere boyun eğmediğini hatırlatan Afganistan eski milletvekili Hamiduddin Yoldash, “Afganistan 15 Ağustos’tan bu yana yeni bir döneme girdi. Afganistan halkı, son 2 yüzyılda 3 büyük devletin İngiltere, Rusya ve ABD’nin işgallerini bertaraf etti. Bu işgallerin her birinden geriye yıkım, kaos ve büyük dramlar kaldı. 20 yıllık Amerikan işgalinden şu tecrübeyi edindik ki; kim Amerika’ya sarılırsa sonu bataklığa saplanmak olacaktır. Afganistan çok etnik yapılı bir toplum. Bu etnik gruplar tarih boyunca işgalcilere karşı omuz omuza savaştı. Ama son 20 yılda bu kardeş halklar arasına büyük nifak tohumları ekildi, çok çeşitli planlar uygulandı. Bugün Afganistan’da Taliban yönetimiyle birlikte bir huzur ortamı oluşmuş durumda. En azından ülkede artık kan dökülmüyor. İnsanlar kendilerini güvende hissediyor. Taliban, bu güven ortamını pozitif yönde kullanmalı. Taliban, Afganistan’ın yeni yönetiminde farklı etnik yapılardan görevlendirmeler yaparak dış mihrakların Afganistan üzerindeki olumsuz etkilerinin önüne geçebilir” diye konuştu.
İnsanlar yardımlara ulaşmak için donarak ölüyor
Afganistan’daki insani yardım çalışmalarının zorluklarından bahseden Türkiye Diyanet Vakfı Afganistan Sorumlusu Dr. Abdulcelil Alpkıray, “Afganistan İslam dünyasının en uzun süreli sorunlar yaşayan ülkelerinden bir tanesi. Hatırlarsınız Rusların işgali döneminde Türkiye’de Cuma namazlarının çıkışında yardımlar toplanıp Afganistan’a gönderildi ve buradaki insanların yaralarına derman oldu. Mevcut şartlarda ülkede altyapı sorunları olduğu için yardımlar yeterli ölçüde etkisini gösteremiyor. Altyapının olmadığı yerde yardımlar insanların sadece günlük yemek içme ihtiyacını giderse de ülkenin gelişmesi adına bir anlam ifade etmiyor. Önceki hükümetler döneminde Afganistan’a gelen uluslararası yardımlar ülkenin altyapısını düzeltmeye istihdama ve üretime harcanmadığı için Afganistan bugün hâlâ yardıma muhtaç ülke konumunda bulunuyor ne yazık ki. Afganistan’a ulaşan uluslararası yardımlar Kabil, Mezar-ı Şerif, Kandahar, Celalabad gibi büyükşehirlere rahatlıkla ulaşıyorken taşra dediğimiz en uç noktalara Helmend, Bagram, Nuristan gibi vilayetlere ulaşması çok zor oluyor. Taşradaki insanlar yardımların kendilerine ulaşması için büyükşehirlere akın ediyor ve altyapısı bozuk şehirlerde bez çadırlarda barınmaya çalışıyor. Ne yazık ki bu çadırlarda yardım beklerken soğuktan donarak vefat eden çok sayıda insan var.” şeklinde konuştu.
Yolsuzluklardan bıkan Afgan halkı Taliban’a yakınlaştı
Afganistan’daki insani krizin her geçen gün derinleştiğini ifade eden İHH Afganistan Koordinatörü Mücahit Kılıç, “Afganistan’da yaşanan insani krizin asıl sebebi her ne kadar yaşanan savaşlar olsa da doğal faktörler de önem arz ediyor. Ülkede bu sene görülen kuraklık son 20 yılın en şiddetli kuraklığı. Afganistan ekonomisinin yüzde 80’inin tarıma dayalı olduğunu düşünürsek bu kuraklığın büyük bir insani krize yol açtığını söyleyebiliriz. Toprağını ekemeyen çiftçiler göç etmek zorunda kalıyor, bu çileli göç yolculuğu büyük sıkıntılara yol açıyor. Afganistan’da altyapının bozuk olması sebebiyle nüfusun yüzde 70’inin temiz suya erişimi yok. Bu da çeşitli hastalıkları beraberinde getiriyor. Taliban öncesi hükümetlerde uluslararası yardımların halka adaletli dağıtılmadığı, ayrımcılık ve yolsuzluk yapıldığı raporlara yansımış durumda. Önceki hükümetlerin yolsuzlukları Afgan halkının Taliban’a desteğini artırdı ve güvenini daha da pekiştirdi. Taliban, 15 Ağustos’ta Afganistan iktidarını büyük bir ekonomik yıkımla devraldı. Ülkedeki fakirlik oranı çok yüksek oranlarda” değerlendirmesinde bulundu.