“Asya’da Ejderha ile Fil Rekabeti” Paneli Yapıldı

Paylaş

Güney Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (GASAM)’nin düzenlemiş olduğu video konferanslar devam ediyor. GASAM Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Demir’in yönettiği konferansın bu haftaki konuğu Dr. Ümit Alperen oldu.“Asya’da Çin (Ejderha) ile Hindistan’ın (Fil) Rekabeti ve Çatışması” konferansın açılışında konuşan Cemal Demir, konferansın “Türkiye’nin ‘Yeniden Asya’ politikasına katkı sağlayacak, aynı zamanda Hindistan – Çin rekabetini anlama ve keşfetmeye yardımcı olacağını söyledi. Çin ile Hindistan hakkında genel güncel bilgiler veren Demir, Çin, 9.706 milyon km2 yüzölçümü ile dünyanın en büyük üçüncü coğrafi alana sahiptir. Hindistan ise 3.287 milyon km2 yüzölçümü ile dünyanın en büyük yedinci coğrafi alana sahiptir. Çin ile Hindistan arasında kara sınırı 3380 km’dir. Çin, 1.438 milyar nüfusla dünyanın en kalabalık nüfusa sahip ve aynı zamanda dünya nüfusunun %18,49’nu oluşturmaktadır. Hindistan ise 1.377 milyar nüfusla dünyanın en kalabalık nüfusa sahip ve aynı zamanda dünya nüfusunun %17,71’nu oluşturmaktadır” dedi.

İki askeri ve ekonomi devi: Çin- Hindistan

Çin ile Hindistan’ın ekonomik ve askeri güç dengesini anlatan Demir; “Çin GSYİH (13.61 Trilyon dolar) hacmi ile Hindistan’ın GSYİH (2.719 trilyon dolar) 5 katı büyüklükte, Çin, Savunma harcamalarında (261 Milyar dolar) ile Hindistan’ın Savunma harcamalarının  (71 Milyar dolar) 3 katı büyüklüktedir. Çin 320 adet nükleer başlıklı füzeye sahipken, Hindistan ise 150 adet nükleer başlıklı füzeye sahiptir. Çin 1232 savaş uçağına sahipken, Hindistan ise 538 savaş uçağına sahiptir. Bu verileri paylaştıktan sonra, tarihin ışığında Çin ve Hindistan ile kadim tarihi ve kültürel ilişkilerimizin de olduğuna işaret etmek istiyorum. GASAM’ın misyon ve vizyonu gereği, ülkemize ve Güney Asya’ya karşı sorumluluğumuz bilincinde bölge ile ilgili çalışmalarımızı yürütmekteyiz ve yürütmeye devam edeceğiz. Toplantımızın, Türk halkına ve Güney Asya halklarına hayırlı olması temenni ediyorum” şeklinde konuştu.

Paylaşılamayan bölge; Batı Himalayalar

Çin ile Hindistan arasında süre gelen Batı Himalaya’da ki sınır anlaşmazlıklarının altında yatan unsurları anlatan Dr. Ümit Alperen iki ülkenin yürüttükleri çözüm arayışları ile konuşmasına başladı. Batı Himalaya bölgesinde yer alan Galwan vadisinde Hindistan’ın yol yapım çalışması, Hint-Çin askerleri arasında çatışmayla sonuçlandığını hatırlatan Alperen, “Hint ve Çin askerleri arasında 15-16 Haziran gecesi patlak veren çatışmada 40’a yakın Hint askeri hayatını kaybederken, Çinliler kayıpları konusunda bir açıklama yapmadı. Hint-Çin askerleri arasında 1975’den sonra ilk defa can kaybı ile sonuçlanan bir çatışma yaşandı. 21 Haziran’da Yeni Delhi Hükümeti, Hint Birliklerinin hareket serbestisine izin vermesi, Çin tarafında bunu ateşli silah kullanmaya izin verilmesi olarak değerlendiriliyor. Bu aynı zamanda Pekin’de 1996 ve 2005’de imzalanan tarafların birbirlerine karşı askeri güçlerini kullanmayacakları taahhüdünün de ihlali olarak da görülüyor” dedi.

70 yıllık sorun devam ediyor

Batı Himalaya bölgesindeki sınır sorunlarını yeni bir sorun olmadığını kaydeden Alperen, “Pakistan-Hindistan-Çin arasında 70 yıldır çözülemeyen bir sorun. Çin ve Hindistan’ın fiili olarak kontrol ettiği bölgeleri biribirinden ayıran Fiili Kontrol Hattı (FKH, Line of Actual Control, LAC), ilk defa Çin Başbakanı Zhou Enlai’ın Hint Başbakanı Jawaharlal Nehru’ya 1959 yılında yazdığı mektupta geçmekte. Bu belirsiz sınır hattı 1962 Hint-Çin Sınır Savaşı’nda ‘resmileşti’. Her iki ülke de hattın nereden geçtiği konusunda anlaşamıyor. Hindistan’ın Ladak’taki Fiili Kontrol Hattına yol-köprü inşaatı Çin tarafından statu-quonun değiştirilmeye çalışılması olarak görülüyor. Benzer şekilde Haziran 2017’de de iki ülke tartışmalı bölge Doklam’da Çin’in bölgeye yol yapımı için ekipmanlar getirmesi nedeniyle benzer bir çatışma yaşamıştı. Son yaşanan çatışmanın da Çin’in 2017’deki girişimine 2020’de Hindistan’ın cevabı olarak da değerlendirilebilir” ifadelerini kullandı.

Çatışmalar popülist ve milliyetçi söylemlerden besleniyor

Çin-Hint askeri çatışmasının potansiyel bir gerginliği tetiklediğini ifade eden Alperen, “bu gerginliğin tırmanmasında ve çatışmaya evrilmesinde iç, bölgesel ve küresel dinamiklerdeki değişimin rol oynadığını söyleyebiliriz. Pandemi ile birlikte küresel boyutta ekonomik sorunların artması ile ülke içerisinde de sosyal ve ekonomik sorunlarda derinleşmeye başladı. İktidarların güçlerini konsolide edebilmek için iç politikada popülist ve milliyetçi söylemlere daha fazla başvurmaya, dış politik konuları iç politikada araçsallaştırmaya ve buradan güç devşirmeye başladı. İç politikada derinleşen sorunların yanı sıra, küresel boyutta hegemon gücün zayıflaması ve mevcut küresel ve bölgesel dengelerin bozulması ile bölgesel çatışmalar, sorunlar daha görünür hale geliyor. Aslında bölgesel güçler de sorunların çözümünde çatışmalarda hegemon güçleri tersinden ‘vekil devlet’ olarak kullanabiliyordu. Bu durum zayıfladı ve her aktör kendi sorununu büyük ölçüde kendisi çözmek zorunda kalmaya başladı” şeklinde konuştu.

Hegemonik istikrar bozuldu bölgesel güçler devreye girdi

Bölgesel güçlerin yaşam alanlarını güçlendirme arayışına girdiğini ifaden eden Alperen şunları söyledi; “Birbirine komşu ekonomik, politik, demografik olarak iki dev Çin ve Hindistan arasında Orta Asya, Güney Asya, Güneydoğu Asya başta olmak üzere çok sayıda çatışmalı jeo-politik ve jeo-ekonomik çıkar alanı var. Hegemonik istikrarın zayıflaması ile değişen uluslararası sistemde bölgesel güçler kendi yaşam alanlarını (lebensraum) güçlendirme yolunu seçiyor. Bu durumda Çin-Hint örneğinde de görüldüğü gibi hassas dengeleri daha çok hassaslaştırıyor. Dolayısıyla her ne kadar Çin-Hindistan çatışması özellikle Çin tarafında ABD’nin Hint-Pasifik stratejisi çerçevesinde tartışılsa da, 1975’den sonra ilk defa can kaybı ile sonuçlanacak şekilde çatışmaları yukarıda bahsedilen çerçevede dikkate değer. Ekim 2019’da Hintli ve Çinli liderlerin Hindistan’ın Chennai kentindeki gayri-resmi görüşmelerindeki ‘Kapsamlı Ekonomik Ortaklık’ beklentilerinden sınır çatışmalarına 9 ay gibi kısa bir sürede evrilmesi dikkat çekicidir”

Asya’da güç dengeleri değişken ve kırılgan

Hindistan’ın 9 Haziran 2017’de Şanghay İşbirliği Örgütüne tam üye olduğunu hatırlatan Alperen, Çin-Hint sınır çatışmasının aynı zamanda Şanghay İşbirliği Örgütü’nün iki büyük üyesinin kolayca çatışabileceğini vurgulayarak Asya güç dengelerinin de kırılganlığına işaret dikkati çekti. Alperen, “bu bağlamda Haziran 2020 Çin-ABD-Hindistan, Çin-Rusya-Hindistan ve Çin-Pakistan dengelerinin yeniden şekillenmesinin dönüm noktası olarak değerlendirebiliriz” dedi.

Çatışmanın kazananı olmayacak

Pekin yönetimi açısından Çin medyasının savaşı kazanma-kazanamama gibi askeri ve rasyonellikten uzak bir söylem tartışma üzerinden okumasının oldukça sorunlu olduğunu ifade eden Alperen sözlerini şöyle sürdürdü; “Çatışmanın derinleşmesi zafer kazananın da kaybedeceği bir Pirus zaferi olacaktır. Çatışmanın derinleşmesi hem Çin ve hem de Hindistan açısından ekonomik, politik bir kaybın yanısıra ciddi bir imaj kaybına neden olabilir. Bundan sonraki süreçte, Çin’in Pakistan ile stratejik ortaklığına daha çok önem vereceği, Kuşak-Yol Girişiminin Hint Okyanusu, Güneydoğu Asya ve Güney Asya ayağının daha da hassaslaşacağı bir döneme giriliyor. Dolayısıyla 15 Haziran’da yaşanan çatışma Çin’in Güney Asya politikasının ve stratejisinin beklediği kadar başarılı olamayacağını ve baş ağrısı olacağını gösteriyor. Yeni Delhi özellikle Çin’in Kuşak-Yol Girişimi ile Pekin tarafından Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru, Sri Lanka’daki yatırımları ve Hindistan’ın komşu ülkeleri ile derinleşen çok boyutlu ilişkileri nedeniyle çevrelendiğini düşünüyor. Hindistan muhtemelen bu çevrelenmeyi Çin’den tehdit hisseden ülkelerle Japonya, Avustralya, Tayvan Vietnam vb işbirliğini artırarak aşmaya çalışacak. Ayrıca Yeni Delhi Trump’ın Çin politikasında büyük önem verdiği Hind-Pasifik stratejisini daha çok dikkate alacak. Aynı zamanda bu süreçte Hindistan’ın Nepal, Bhutan gibi ülkelerle ilişkilerini geliştirmesi, daha hassas ve dengeli bir ilişki geliştirmesi beklenebilir.”

Haber-Kemal Gümüş-

GASAM
GASAM
GÜNEY ASYA STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ & SOUTH ASIA STRATEGIC RESEARCH CENTER

İlgili İçerikler

Son Yazılar