Birbirleriyle güçlü işbirliği kurma ihtimali bulunan ülkeler arasında gerilim ve düşmanlığı tırmandırma ya da hiç olmazsa söz konusu devletleri birbirinden uzak tutma politikası, Batılı küresel sistemin kendisine rakip ve düşman olarak gördüğü devletlere karşı izlediği stratejilerden biridir. Türkiye-Hindistan ilişkileri de, başta İngiltere olmak üzere, Batı dünyasının bu hususta en çok çaba harcadığı hususlardan biri olarak öne çıkmaktadır. Zira kadim medeniyetleri, birbirleri ile pek çok ortak unsuru barındıran kültürleri, yüzyıllara yayılan güçlü siyasi ilişkileri, Hint Müslümanlarının yakın geçmişte büyük bir dayanışma örneği olarak öne çıkan, Birinci Dünya Savaşı sırasındaki fedakarlıkları ve bu kapsamda sayılabilecek daha pek çok husus bulunmaktadır. Buna karşın, Türkiye-Hindistan ilişkilerinin, Hindistan’ın bağımsızlığını ilan ettiği 1947 yılından bu yana hiçbir dönemde güçlü olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Aynı zamanda Pakistan’ın da bağımsızlık kazandığı bu tarihten itibaren, Batılı üst aklın Türkiye ile Pakistan arasındaki “kardeş ülke” yaklaşımını, Türkiye’yi Hindistan’ın karşısında konumlandırmak için bir araç olarak kullandığını söylemek de yanlış olmayacaktır.

Ancak, Soğuk Savaş sonrası dönemde yaşanan gelişmeler ve bugün dünya siyasetinin içinde bulunduğu mevcut duruma bakıldığında, devletlerarası ilişkilerde atılacak yapıcı adımların rolü çok daha net biçimde görülmektedir. Türkiye’nin, hele ki Hindistan gibi köklü bir medeniyet geçmişine ve yaklaşık bir buçuk milyar nüfusa sahip bir devletle çok daha güçlü ilişkiler kurması gerektiği de açıktır.

İki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi, öncelikle söz konusu ülkelerin birbirini iyi tanıması ile mümkündür. Bu bağlamda, oldukça uzak olduğumuz Hindistan’ı daha yakından tanımak, Hindistan ve Hint dünyası ile ilişkilerimizi güçlendirebilmenin ilk adımı olacaktır. Raporumuzda Hindistan hakkında genel bilgilerin yanı sıra, tarihi, coğrafyası ve kültürü de genel hatlarıyla tanıtılmıştır. Öte yandan Türkiye-Hindistan ilişkilerinin geliştirilmesinde başat rol oynama potansiyeli bulunan bilişim, ticaret, kültür-sanat ve turizm gibi alanlara dair perspektif ve öneriler sunulmaktadır.

Raporumuzda ayrıca, son yıllarda Hindistan’da tırmanışa geçen ırkçı eğilimlere ve uzun yıllardır devam etmekte olan Keşmir sorununa da değinilmiş, yaşanan ve yaşanması muhtemel ihlallere dikkat çekilmiştir. Siyaset, ekonomi ve kültür-sanat alanında geliştirilecek ilişkilerin sorunların çözümüne katkı sağlayabilmek için en önemli adım olduğu gerçeğinden hareketle, bu amaca yönelik çözüm stratejileri sunulmuştur.

“Kadim Medeniyet ve Yeni Dünya Düzeni Arasında Hindistan” başlıklı çalışmamız, Türkiye ile Hindistan arasında uzun yıllardır ertelenen ve son yıllarda yeniden güçlendirilmeye çalışılan ilişkilerin seyrine olumlu katkı sunma amacı taşımaktadır.

UHİM Raporu
kadim-medeniyet-ve-yeni-dunya-duzeni-arasinda-hindistan-9768-d 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz