Türkiye’nin Danimarka Başbakanı Rasmussen’in NATO Genel Sekreteri adaylığına gösterdiği tepki ve uyguladığı veto, bir şekilde aşıldı. Ancak dünya kamuoyunun asıl dikkatinden kaçan nokta, Rassmusseli günlerle birlikte NATO’nun başta Afganistan ve Pakistan merkezli Güney Asya’da olmak üzere dünyanın diğer kimi sıcak bölgelerinde açık hedef haline geldiği noktasıdır.
Türkiye’nin Rasmussen için ortaya koyduğu tepki geçmişte ikili ilişkilerde yaşanan sıkıntılar bağlamında gündeme getirilmiş ve duygusal bir tepki haline dönüşmüştür. Rasmussenin NATO Genel Sekreterliği’ne sadece Türkiye’nin AB ve Danimarka ilişkileri çerçevesinden bakmak çok dar ve öngörüsüz bir yaklaşımdır. Türk –AB ilişkilerinden ve Roj TV krizinden daha önemli asıl bakılması gereken açı, Rasmussen Genel Sekreterliği’nde NATO’nun Afganistan’da düşeceği durum ve alacağı pozisyondur. Oysa bu tepkinin, NATO’nun geleceği ve menfaatleri bağlamında duyulan bir kaygı şeklinde ortaya konulması ve dillendirilmesi gerekirdi. Gerek Başbakan Erdoğan, gerekse Cumhurbaşkanı Gül’ün bu önemli açıyı gözden kaçırmaları Türkiye’nin Afganistan, Pakistan ve Güney Asya’daki menfaatleri açısından bir sıkıntı yaratmıştır. Rasmussen liderliğinde bir NATO’nun Afganistan’da Türkiye’nin durumunu zayıflatma riski doğurmuştur.
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Rasmussen Genel Sekreterliği’nde NATO, başta Afganistan ve Pakistan olmak üzere dünyanın bir çok noktasında radikal kimi gurupların açık hedefi haline gelecektir. Afganistan’da Taliban karşısında zaten güç durumda olan ve lojistik konvoyları Pakistan’ın Hayber geçidinde sürekli saldırıya maruz kalan NATO’nun Rasmussen sonrası total bir saldırıya maruz kalması kuvvetle muhtemeldir.
Herşeyden önce Rasmussenli NATO’ya karşı Afganistan ve Pakistan’daki radikal çevreler güçlerini tamamen birleştireceklerdir. Rasmussen Danimarka’da yaşanan karikatür krizindeki tavırları nedeniyle hem İslam Alemi’nin tepkisini çekmiş hem de özellikle Afganistan ve Pakistan’da faaliyet gösteren radikal güçler tarafından hedef gösterilmiştir. Kısacası Rasmussenli NATO başta Afganistan ve Pakistan olmak üzere dünyanın farklı noktalarında da ağır saldırılara açık bir hedef haline gelecektir.
RASMUSSENİN BAŞKANLIĞI TÜRKİYE’NİN AFGANİSTAN’DA ÜSTELENDİĞİ ROLÜ OLUMSUZ ETKİLER
Rasmussen Genel Sekreter olması durumunda Türkiye’nin NATO ve ISAF çerçevesinde Afganistan’da üsteleneceği rolü de olumsuz etkileyecektir. Rasmussen – Türkiye gerilimi NATO’nun Afganistan da yürüttüğü terörle mücadele faaliyetlerinde bölünme ve istikrasızlık doğuracaktır. Türkiye NATO açısından Afganistan’la doku uyumu bulunan tek ülke olması hasebiyle önemli bir ülkedir. Türkiye’nin kaybedilmesi Afganistan’da NATO’yu daha da sıkıntılı bir duruma sokacaktır.
Kısacası Rasmussenle NATO, geleceğini ciddi anlamda riske edecektir…
Ali ŞAHİN
GASAM Başkanı
4 Nisan 2009