GASAM’dan 2024 Pakistan Seçim Değerlendirmesi

Video konferans yoluyla gerçekleştirilen etkinliğin Moderatörlüğünü GASAM Başkanı Cemal Demir’in yaptığı programa katılan Gazeteci Yazar Mehmet Öztürk, Gazeteci Yazar Aslan Balcı ve Akademisyen Doç. Dr. Davut Şahbaz, 8 Şubat’ta gerçekleştirilen Pakistan seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Paylaş

Öztürk: Her şeye rağmen demokratik bir süreç var. Bunu görmemiz gerekiyor.

Pakistan’ın yarıya yakın ömrünün askeri yönetimle geçtiğini vurgulayan Öztürk ”Ama her şeye rağmen demokratik bir süreç var. Bunu görmemiz gerekiyor. Partiler var, bazen gecikmeli de olsa seçimler yapılıyor.” ifadelerini kullandı.

8 Şubat’ta Pakistan’ın Federal ve Eyalet Meclisi seçimleri için sandık başına gittiğini hatırlatan Öztürk, seçim döneminde yapılan “perde arkası mühendisliklere” işaret etti. Öztürk, şöyle devam etti: ”Aslında bunları ince mühendislikler olarak da görmemiz gerekiyor. Son seçimlere baktığımızda derin bir mühendislik olduğunu görüyoruz, çünkü içeride işleyen bir yargı süreci var. Bu noktada yargıya da bir şekilde bakmak, güvenmek gerekiyor ama Pakistan’ın bu demokratik süreci boyunca kimsenin güvende olmadığını görüyoruz. Yani bugün Başbakan olanın yarın hapiste olduğunu, bugün hapiste olanın yarın Başbakan olduğunu görebiliyoruz. Bu da yargı süreci üzerinden işliyor. Yargı üzerinde de bir vesayet söz konusu olabiliyor. Pakistan’da demokratik bir süreç var, partiler var, seçimler de zamanında yapılıyor. Demokratik teamüllere uygun olarak hükümetler kuruluyor ve hükümetler ülkeyi yönetiyorlar, ama vesayet aslında Pakistan’daki demokratik süreci yaralayan bir durum. Tabii burada Pakistan’da “derin devlet” konusuna da değinmek gerekiyor. Çünkü bu demokrasiyi doğrudan İlgilendiren bir konu. Karşı olanlar kadar destekleyenler de var. Çünkü Pakistan bildiğiniz üzere Hint alt kıtasının ikiye bölünmesiyle ortaya çıkmış bir ülke. Ama karşısında da Hindistan gibi büyük bir güç var. Pakistan’ın rakibi olmayan, Pakistan’ın üzerinde bir güç olan Çin’le demokratik bir süreç var. Partiler var, seçimler yapılıyor ama bu demokrasi üzerinde veya arkasında bir vesayet var.” Seçimin ardından hükümet kurma çalışmalarına da değinen Öztürk, seçim sonuçlarının ortaya çıkardığı “parçalı” duruma dikkati çekti.

Öztürk, ”Ortaya çıkan tabloda Pakistan Müslüman Birliği, Navaz şerif fraksiyonu Federal Meclisi kurmaya daha yakın gözüküyor. İmran Han’ın partisi seçimlere katılamadı, sembolünü kaybetti. Bunun üzerine bağımsızlar üzerinden seçimlere girdiler, ülke çapında 93 milletvekili kazandılar. Normalde çoğunluk onlarda olduğu için hükümet kurma görevinin bunlara verilmesi gerekiyor ama Pakistan’da Başbakan Meclis’ten seçiliyor. Dolayısıyla mecliste güvenoyu alabilecek, yani 169 milletvekilinin onayına ihtiyacı var. Bu çoğunluğu da şu an sağlıyor gibi gözükmüyor. Çünkü bağımsızlar tek başına Parlamentoda bir grup kuramıyorlar. Herhangi bir partiye ilhak olmaları ve o parti üzerinden hareket etmeleri gerekiyor. Federal Meclis’e giren 70 tane de kontenjandan milletvekili var. Bunlardan 60 tanesi kadın, 10 tanesi azınlıklardan. Bunların seçilmesi ise parlamentodaki partilerin oy oranlarına göre tespit ediliyor. Dolayısıyla İmran Han’ın partisi bireylerden oluşan bir çoğunluğa sahip olması nedeniyle buradan da bir hak alamayacak. Seçim neticeler açıklandıktan 3 gün sonra herhangi bir partiye girmeleri gerekiyor. O durumda bir hisse alabilirler ama yine de hükümet kurmaya, Federal Mecliste hükümet kurmaya yakın olan taraf Navaz Şerif fraksiyonu.  Navaz Şerif’in kardeşi Şahbaz Şerif’in Başbakan olması bekleniyor. Pakistan Halk Partisi seçimlerden üçüncü parti olarak çıktı. Parti başkanı Bilaver Butto’nun Meclis Başkanı olması bekleniyor. Eyalet meclislerinde ise İmran Han’ın partisine bağlı bağımsız milletvekilleri, hükümeti oluşturacak gibi gözüküyorlar ama orada bir partiye ilhak etmeleri lazım. Çünkü ezici bir çoğunlukla orada çoğunluğu sağladılar. Yine Pençap eyaletinde Navaz Şerif fraksiyonuyla İmran Han’ın partisi arasında bir denge var.  Pakistan Müslümanlar Birliği Pencapta hükümeti kurabilir. Sind eyaletinde Pakistan Halk Partisi, Belucistan’da Pakistan Halk Partisi ile Pakistan Müslümanlar Birliği ve dini bir siyasi cemaat olan Ulemayı İslam Fazlurrahman grubunun bir hükümet kurmaları bekleniyor.”

Mehmet Öztürk, ABD ve Avrupa’dan ve gözlemcilerden birçok açıklama yapıldığını, Pakistan’daki seçimlerin şaibeli olarak görüldüğümü anlattı. İmran Han’ın görevden alınmasının, suikaste uğramasının ve hakkında birçok davanın açılmasının “şaibe” iddialarını güçlendirdiğini belirten Öztürk, ”Partinin seçimlere katılamaması, Han’ın diskalifiye edilmesi, 3 yıl süreyle siyasi haklarından yasaklanması, partisinin seçimlere girememesi ve parti sembolünün elinden alınması gibi meseleler var. Belki bunlar yargı süreci denilerek bir şekilde kenara konulabilir ama seçimlerin yapıldıktan sonra gece yarısından sonra neticelerinin açıklanması gerekiyordu. Ama şu ana kadar resmi seçim sonuçları açıklanmadı. Hatta bu noktada Pakistan’ın birçok bölgesinde protesto gösterileri de yaptılar. Tabii Yüksek Seçim kurulundaki itirazlar da devam ediyor. Bu da yine Pakistan’daki seçimlere gölge düşüren bir durum. Yoğun bir şekilde seçimlere hile karıştırdığıyla ilgili bilgiler var.  Nitekim sosyal medyada gördüğümüz kadarıyla seçimleri kazanan bazı şahıslar bile seçimleri kendilerinin kazanmadığını, kazandırıldığını söylüyorlar. Dolayısıyla seçimleri izlemeye gelen gözlemciler, hem dünyadaki hem Avrupa hem Amerika Birleşik Devletleri seçimlere gölge düşürüldüğü ile ilgili raporlar yayınladılar. Dolayısıyla dışarıdan Pakistan’daki seçimlere bakış fazla da olumlu gibi gözükmüyor.”

Balcı: İlk defa seçimlerde yapay zeka kullanıldı.

Gazeteci Yazar Aslan Balcı,  seçimlerin nispeten “şeffaf” bir ortamda gidildiğini ancak Pakistan gibi demokrasinin tam oturmadığı ülkelerde her zaman seçimde hile şüphesinin gündeme geldiğini kaydetti.

Balcı, İmran Han taraftarlarının seçimlerde kullandığı “yapay zekâ” teknolojisine dikkati çekti. İlk defa böyle bir seçimde yapay zeka kullanıldığını aktaran Balcı, ”Hapiste bulunan eski Başbakan İmran Han’ın partisi, yasaklı olduğundan dolayı seçimlere doğrudan katılamadı. Ancak adayları bağımsız olarak katıldı. Bütün toplantılarda, mitinglerde İmran Han’ın yapay zekâyla oluşturulan bir avatarı oluşturuldu. İmran Han hapiste olmasına rağmen bütün toplantılarda konuşuyormuş gibi bir siluet oluşturuldu ve bu seçimden çok başarı elde edildi. Diğer partiler klasik yöntemlerle seçimlere katıldı ancak Han’ın ekibi ise sadece avatarlarla ve milletin cep telefonlarına, evlerine kadar ulaştı ve seçimlerden birinci olarak çıktı. Dünya tarihinde bunun hukuku, altyapısı nedir, nasıl olur, daha sonra konuşulacak.” dedi.

Seçim sonuçlarına göre hiçbir partinin tek başına iktidar olamadığını dile getiren Balcı, “yamalı” bir hükümet sisteminin olacağını savundu. Pakistan’daki seçimlerde seçim güvenliğine ilişkin de konuşan Balcı şunları aktardı: “Genel anlamda baktığımızda seçimlerde bir güvenlik vardı ancak özellikle Karaçi, Sind eyaletlerinde büyük itirazlar var. Özellikle Cemaat İslami Partisi’nin, İmran Han’ın partisinin sandık çıkışındaki oylarla, Yüksek Seçim Kurulu’nun açıklanmış olduğu oylar arasında dağlar kadar fark var. Cemaati İslami’nin Sind eyaletinde 15 milletvekilinin vekilliği İptal edildi. Ulusal meclislerde 5 üyesinin üyeliği İptal edilip başka partilere verildiği iddiası var. Belucistan’da da nispeten bu tip tartışmalar var. Seçim genel anlamda şiddetten, terörden uzak yapıldı. Pakistan’da bir istikrara ihtiyaç var. Sandığa gidilmesi gerekiyordu, sandığa gidildi, bir sonuç elde edildi ama hiçbir parti tek başına iktidar olamayacak konumda. Yine parçalı yamalı bir hükümet sistemi ortada olacak. Bu Oyların Yüksek Seçim Kurulu tarafından başka partilere verilmesi çok büyük bir handikap. Avatarın, yapay zekânın özellikle Amerikalı şirketlerle yapılan anlaşmaya göre yapay zekânın kullanılması ayrı bir problem. Bunun dışında seçim ülke açısından, halk açısından genel anlamda iyi oldu diyebilirim.”

Balcı, seçim sonuçlarının ardından Pakistan’da Türkiye’deki 28 Şubat sürecine benzer bir sürecin yaşanabileceğini savundu. Aslan Balcı şunları dile getirdi: “Şu andaki seçim sonuçlarına göre hiçbir parti çoğunluğu elde edemedi. Sadece eyaletlerde 2 parti hükümeti kurabiliyor. Sind eyaletinde Pakistan Halk Partisi, 84 vekil çıkararak doğrudan hükümetini kurabilecek. Hayber-Pahtunhva’da İmran Han’ın partisi 90 milletvekili çıkarak burada Hükümeti doğrudan kurabilecek. Pençap ve Belucistan’da hiçbir parti çoğunluğu sağlayamadığı için koalisyona gidilecek. Fakat burada bizim ana noktamız olan Ulusal Meclis’teki hükümeti kim kurabilecek? İmran Han partisi yasakta olduğundan dolayı seçime doğrudan giremedi. Kendi adaylarını bağımsız adaylar olarak seçimlere soktu. Buna rağmen ülke genelinde 101 bağımsız aday seçimin birinci galibi oldu. Bu aslında bu da önemli bir olay. İkinci olarak eski Başbakan Navaz Şerif’in liderliğini yaptığı Pakistan Müslüman Birliği partisi var ve 75 sandalye kazanarak 2. oldu.  Suikaste kurban giden eski başbakanlardan Benazir Butto’nın oğlu Bilaver Butto Zerdari’nin liderliğini yaptığı Pakistan Halk Partisi ise 54 milletvekili çıkararak üçüncü parti oldu. Birleşik Halk Hareketi Partisi ise 17 milletvekili çıkararak 4. oldu. Bu tabloya baktığımızda hiçbirisi çoğunluğu elde edemiyor. Çoğunluk elde edebilmek için 336 sandalyeli mecliste bir partinin en az 169 sandalyeye ihtiyacı var. Hiçbir parti bu çoğunluğu elde edemiyor.  Pakistan Halk Partisi ve Navaz Şerif’in partisi hemen görüşmelere başladı. Ortak koalisyon görüşmeye yapıyorlar. Pakistan Halk Partisi burada kilit noktadadır. İmran Han’ın partisi olmadan hiçbir kombinasyonda hükümet kurulamıyor, mutlaka ipin ucunda olması lazım. Bunu bilen Bilaver Butto eline fırsat geçmişken ‘ben niye Başbakan olmayayım’ diyerek kendi başbakanlığını öne sürerek görüşmeler yapmak istiyor. Navaz Şerif de başbakanlığı Kardeşi için istiyor. Fakat en korkulan burada hiçbirisinin anlaşamaması neticesinden ordunun tekrar darbe yapması, ordunun tekrar iş başına gelmesinden korkuluyor. Bu belki doğrudan darbe olmayabilir ama bizdeki 28 Şubat’taki gibi post modern darbeyle askerlerin tekrar iş başına gelmesi konuşuluyor.”

Pakistan genel seçimlerin uluslararası yansımasına ilişkin de konuşan Aslan Balcı,  çok sayıda ülkenin seçimleri yakından takip ettiğini söyledi. Balcı, ”Pakistan önemli bir konuma sahip olduğundan dolayı seçimler her zaman gündemde.  Pakistan atom bombasına sahip olan önemli ülkelerden birisi ve etrafımda devamlı problemli ülkeler var. Dolayısıyla seçimler hem kendi kamuoyu hem komşuları hem dünya kamuoyu tarafından dikkatle takip ediliyor. Seçim sonuçları ülkenin iç güvenlik politikalarını ve terörle mücadele stratejilerinin geleceğine etki eden faktörlerden birisidir. Sonuçlar, yabancı yatırımcıların Pakistan’a yatırım yapmaları açısından da önemlidir. Seçim sınır ve siyasi sorun yaşadığı Afganistan’ı ilgilendirir. Seçim sonuçları Keşmir sorunundan dolayı tarihi düşmanlıkları olan Hindistan’ı, “Bir yol bir kuşak” projesi ile Pakistan’a büyük yatırımlar yapmış olan Çin’i ilgilendiriyor. Bu sonuçlar, son zamanlarda neredeyse savaşmanın eşiğine geldiği, Belücistan eyaletiyle komşu olan, oradaki şiddet ve terör örgütleriyle sıkıntıları olan İran’ı ilgilendiriyor. Özellikle bu komşu ülkeler seçimi sonuçlarını yakından takip ediyorlar. Tabii ki Türkiye olarak da dost ve kardeş olan Pakistan’ın her zaman istikrarından, kalkınmasından yanayız. Sonuçlar Türkiye’yi de tabii ki ilgilendiriyor.”

Şahbaz: Pakistan’da demokratik seçim süreci henüz tam anlamıyla gerçekleşemedi.

Akademisyen Doçent Doktor Davut Şahbaz, Pakistan’ın kurulduğundan beri askeri darbelerden canı yanmış bir ülke olduğunu kayda geçti. İmran Han hükümetinin görevden alınışıyla Pakistan’ın yeniden bir kaotik seçim sürecine girdiğini belirten Şahbaz, ”Pakistan’ın demokratik anlamda yükselişi yolsuzluk suçlamaları ve Hükümetin görev süresi bitmeden görevinin sonlanmasıyla problemli bir havaya bıraktı kendini.” dedi.

“Tam olarak istenilen seviyede değilse de, Pakistan yavaş yavaş artık dünyanın geri kalanında ne şekilde seçimler oluyorsa, ne şekilde hükümetler kuruluyorsa o yola doğru girmiş gibi gözüküyor” diyen Şahbaz, ”Her ne kadar demokratik bir seçim serüvenine hazır olsa da süreç iyi yönetilmediği için hâlâ Pakistan’da demokratik seçim süreçlerinin henüz tam anlamıyla gerçekleşemediğini belirtmek isterim” değerlendirmesinde bulundu.

Pakistan’da bir koalisyon hükümetinin kurulacağı dile getiren Şahbaz şunları anlattı: “Koalisyon hükümetinde de şu an partiler henüz uzlaşamamış durumda. Özellikle Navaz Şerif öncülüğündeki Müslüman Birliği partisi ve Pakistan Halk Partisi koalisyon hükümeti kurma çabasına girişmiş durumda. Bazı başlıklarda ilerleme kaydedildi ama açıklamalara göre henüz tam olarak koalisyon hükümeti kurma anlamında bir uzlaşıya varamadılar. Bu 2 partinin uzlaşısı da bir hükümet kurmaya yetmiyor. Diğer partilerden de destek almak zorunda. Aynı zamanda kadınlara Pakistan’da 60, azınlıklara 10 sandalye ayrılmakta, bunları da yanlarına çekme durumunda olabilirler. Halk Partisi’nin ulusal meclisin Başkanlığı ve Şerif kardeşlerin güçlü olduğu Pencap’tan pay almak istediği şu an kulislerde konuşulmakta. Pencap Navaz Şerif ve Şahbaz Şerif’in kalesi durumunda. Başbakanlık için Şahbaz Şerif’in adı geçmekte ve bunu Pakistan Halk Partisi de onaylamakta. Pakistan Halk Partisi önemli hükümet noktalarında bazı yetkiler almak istiyor, bu konuda detaylı görüşmeler sürüyor. Pakistan Halk Partisi ile birlikte İmran Han’ın desteklediği Pakistan Adalet Hareket’in bir araya gelerek bir hükümet kurabileceği düşüncesi de gündemde. Bu her ne kadar uzak bir seçenek gibi görünse de siyasette gündelik olarak her şeyin değişebileceği aşikar. Muhtemelen Pakistan Adalet Hareketi’nin yani çıkaracağı aday Başbakan olabilir diye düşünüyorum. Çünkü Pakistan Adalet Hareketi her ne kadar kurucusunun yasaklı olmasına ve partinin seçime girme yasağı olmasına rağmen Meclis’in çoğunluğunu elde edecek sayıya ulaşması göz önünde bulundurulduğunda aslında büyük bir başarı.”

Pakistan Halk Partisi ile Pakistan Adalet Hareketi’nin hükümet kurması durumunda İmran Han’ın serbest bırakılabileceğini ve yasağının kaldırılabileceğini kaydeden Şahbaz, “İmran Han siyasete dönerek başbakan olabilir. Zira Navaz Şerif tıpkı buna benzer bir yolsuzluk soruşturmalarıyla görevden alınmıştı ve sürgüne gönderilmişti. Son seçim öncesi mevcut iktidar tarafından yasağı kaldırıldı ve yine seçim çalışmaları yürütebildi. Dolayısıyla Pakistan’da bu işler çok hızlı bir şekilde değişebiliyor.” Diye konuştu.

GASAM
GASAM
GÜNEY ASYA STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ & SOUTH ASIA STRATEGIC RESEARCH CENTER

İlgili İçerikler

Son Yazılar