Gönül Coğrafyamızın Başbakanı İmran Han’ın Ziyareti

Paylaş

Dost ve kardeş ülke Pakistan Başbakanı İmran Han, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetlisi olarak beraberindeki kalabalık bir heyetle ülkemize başarılı bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaretle birlikte dostluk ve kardeşlik bir kez daha perçinlendi. İki İslam ülkesinin liderleri halkları tarafından sevilen ve seçimlerde büyük oy alarak iktidara gelen güçlü kişiler olduklarından dolayı halkları ve devletleri için önemli ve faydalı işler yapabileceğine inancım tamdır.

Ülkemizin önemli bir değeri olan Başkan Recep Tayyip Erdoğan konuk başbakana özel ilgi ve sevgi gösterdi. Çünkü bu gelen yaklaşık 220 milyon dost ve kardeş bir ülkenin lideridir. Sıradan birisi olmadığını herkes biliyor. Ayrıca Sayın Han’da ülkesinde milli bir kahraman olarak kabul edilir. Siyaset üstü bir kişiliğe sahip olduğundan dolayı toplumun her kesiminden oy alabilen ender siyasetçilerden biridir.

Yıllarca ülkesinin Kriket takımının kaptanlığını yaptı. Ülkesine dünya şampiyonluğu getirerek halkının gönlünde taht kurmuştur. 1990’lı yıllarda efsane olan Han’ı izleyen ve onun vuruşlarıyla sevinen gençler şimdi onu iktidara taşıdı. Hele Hindistan’ı mağlup ederek Pakistan’a dönen İmran Han’ın İslamabad Havalimanından şehir merkezine gelmesi izdihamdan dolayı saatler almıştı. Arkasında toprak ağaları olmadan ve kökleşmiş bir siyasi ideolojisi olmadan halk Han’a iktidar yolunu açmıştır. O da bu güveni boşa çıkarmamak için elinden geleni yapmaya çalışıyor.

Ülkenin yıllardan beri birikmiş ve kronikleşmiş sorunları var. Her biriyle uğraşmak ve sonuca ulaşmak için iyi niyet, çalışmak, azım, sabır ve maddi imkan gerekiyor. İlk sıraladığımız özellikler var ama son madde de sıkıntı var. Ekonomik darboğaz sadece Pakistan’da değil neredeyse tüm dünya ülkelerinde var. Ama Pakistan’daki bu ekonomik sıkıntının acilen halledilmesi gerekiyor. Ülkenin yer altı ve yer üstü zenginliği mutlaka ekonomiye kazandırılmalı. Bunun içinde yabancı sermaye ve yatırımcıya acil ihtiyaç duyuluyor.

FETÖ Pakistan’a kimliğimizi kullanarak sızdı  

İmran Han ilk önce Konya’ya akabinde Ankara’ya geçerek resmi temaslara başladı. Mevlana Celaleddin Rumi’yi ziyaret ederek temaslarına başlamayı tercih etti. Konya’da iş adamlarına yönelik brifing veren Han iş adamlarımızı dost Pakistan’a yatırım yapmaya davet etti. Ülkesindeki iş imkânlarını anlatarak Başkan Erdoğan gibi ülkesinin pazarlamasını yaptı. Çünkü ülkesinin kalkınmasını istiyor.

Halklar arasında dostluk ve güven çok eski tarihten beri, siyaset üstü bir zeminde hak ettiği yerde olduğunu söyleyebilirim. Ancak bu dostluk ve kardeşliğine helal getirmek isteyen vatan haini ve ruhlarını bir dolara satan FETÖ haşhaşileri şeytanca çalışma yaptı. Hala yapmaya da devam ediyorlar. Yazılı ve görsel medyada yüklü paralar harcayarak ülkemizin ve meşru hükümetin aleyhine kara propaganda yaparak Pakistanlı dostlarımızın kafalarını karıştırdılar.

Son ziyaretimizde Pakistanlı yetkililere Fetullahçı terör örgütünün ne denli tehlikeli Siyonist ve ABD emperyalizminin bir maşası olduğunu anlatmaya çalıştım. Ancak kendinden başka her türlü nesneye bürünen bukalemun tipli aşağılık teröristler yalanlarıyla ve münafıkça tavırlarıyla ülkemize türlü iftiralarda bulundular. Aramıza fitne tohumları ektiler. Daha önce de defalarca bu hain Siyonist destekli örgüte dikkat çekmeye çalıştım.

FETÖ Pakistan’a özellikle önem veriyordu. Çünkü Pakistan, elinde Atom Bombası olan tek İslam ülkesi, ayrıca koşulsuz Türkiye dostu olan bir ülkedir. Bundan dolayı şizofren kafalı FETÖ ajanları bu ülkeye hem sözde dini hem de eğitim alanında varlık göstermeye gayret gösterdi. Devlet bürokrasisinde önemli ve yetkili kişilerle ilişkilerini derinletip devletin kılcal damarlarına ulaşmaya çalıştılar. Bunu bir ABD’li veya İngiliz başaramazdı. Türkiye’ye olan sevgi ve maskelerinin üzerindeki sözde İslami tavırla kapalı olan tüm kapıları açabildiler.

İki liderin aynı safta Cuma namazı kılmaları bir mesajdır

Biz o zamanda bu konuda gerekli hatırlatmaları ve telkinleri yapıyorduk. Ancak birçok siyasetçi dostumuz yüzümüze olmasa da arkamızdan güldüğünü biliyorduk. Çünkü o zaman çıkar ve ikbal FETÖ’nün yanında bulunmaktan geçiyordu. Bizim bir ikbal ve çıkar derdimiz olmadığı için sadece gördüğümüz ve bildiğimiz gerçekleri anlatıyorduk. FETÖ’nün hedefi Pakistan’daki Sünni İslam anlayışını dejenere ederek emperyalistlerin dizayn ettiği sapık dinler arası diyalog safsatası öncülüğünde sözde yeni bir din ihdas etmek istiyordular. Bir yandan da Atom Bombası emperyalistler adına ele geçirilmek isteniyordu. Şükürler olsun ki hedeflerine ulaşamadılar.

Şimdi Pakistan Yüksek Mahkemesi FETÖ’yü terör örgütü olarak ilan etti. Bu son derece sevindirici ve olumlu bir adımdır. Doğrusunu söylemek gerekirse Pakistan bu konuda geç kaldı. Ama geçte olsa bu kararı alması çok önemlidir. Bu karar bizden çok kendileri için çok daha önemlidir. FETÖ’nün ülkemizde yeni bir hain darbe girişiminde bulunması zor gözükse de Pakistan’da ayni hainliğe kalkışmayacağının garantisini kimse veremez. Çünkü Pakistan FETÖ’yü kullanan gizli odaklar açısından önemlidir.

26 FETÖ Okulu Maarif Vakfına devredildi

Ülkede bulunan 26 FETÖ Okulu Türkiye Maarif Vakfına devredildi. Pak-Türk Çağ Eğitim Vakfı tabelası adı altında yaklaşık 400 öğretmen ve idareciyle faaliyet gösteriyordu. Bu kişilere ilave olarak iş insanı ve din adamı kisvesi altında çalışan hain haşhaşilerin geneline yakını İslamabad’daki BM binasından siyasi sığınma hakkı elde ettiler. Bu tam bir skandaldır. Ülkemiz savaş halinde olmamasına rağmen BM’den böyle bir sığınma almaları bile bu kuklaların ne kadar güçlendiğinin en açık bir göstergesidir. Şimdi bu vatan hainlerinin bir kısmı BM şemsiyesi altında Pakistan’da yaşamaya devam ediyor.

Mahkeme FETÖ’nün oluşturduğu tehditleri delilleriyle tespit etti. Söz konusu karardan sonra yapılan bu ziyaret çok daha önem kazandı. Olumsuz olabilecek tüm argümanların önüne geçildi. Bu bakımdan İmran Han’ın temasları tüm kamu ve halk tarafından oldukça önemsendi. Beştepe’deki Millet Camisinde iki önemli İslam ülkesinin lideri aynı safta beraber Cuma namazı kılmaları aslında çok şeyler anlatıyor. Onun için ülkemize oynanan oyunların aynısı Pakistan üzerinde oynanacağını unutmamak gerekir.

Atalarımızdan miras kalan dostluğa sahip çıkmalıyız!

Ülkemiz bugüne kadar kayıtsız ve şartsız Pakistan’ı her platformda desteklemiş buna karşın Pakistan da her zamanın Türkiye’nin yanında yer almıştır. Bu sağlık, ekonomi, eğitim, turizm, tarım, sanayi, ortak yatırım ve iş birliği alanlarında devam etmelidir. Bizim Pakistan’a Pakistan’ında bize ihtiyacı olduğunu unutmamalıyız. Aramızda İran’ın olmasıyla ulaşım ve ticaretin istendiği ölçüde olmamasının yolları araştırılıp istenilen seviyeye çıkarılması için herkes elinden geleni yapmalıdır. FETÖ’nün meydana getirdiği fitne ve olumsuz bakış açısını olumluya dönüştürmeliyiz.

Bizim gibi terörle başı dertte olan Pakistan bir yandan da komşusu Afganistan ile istenmeyen sorunlar yaşıyor. Oysa Pakistan Afganlılara kapılarını açmış ve ekmeğini onlarla paylaşacak kadar cömert davranmış. Hala ülkede yaklaşık 1,5 milyon Afganlı mülteci barınmasına rağmen ABD ve emperyalistlerin telkinleriyle Afganlı idarecilerin Pakistan’a karşı olumsuz siyaset uyguladıklarına üzülerek şahit oluyoruz.

İşte Türkiye bu fitnenin daha derinleşmemesi için araya girerek doğrudan sorunların halledilmesi ve emperyalistlerin oyununun bozulması için gayret sarf etmesi sevindirici bir gelişmedir. 31 Mart’ta yapılacak Mahalli seçimlerden sonra ülkemizde üçlü, Türkiye, Pakistan ve Afganistan zirvesi kaldığı yerden devam edecek. Bölgedeki sözde din ve etnik temelli terör örgütlerine birlikte mücadele edecekler. Batılı devletlerin başımıza bela ettiği terör örgütlerinden hala zarar gören ülkeler olarak ortak hareket etmemiz beraberinde kesin başarıyı getirecektir.

Halkları tarafından sevilen iki liderin önemli ve başarılı iş birliği hepimizi memnun etmiştir. Ancak düşmanları da rahatsız ettiğini, Arabistan ve BAE gibi Siyonistlerin emrindeki FETÖ gibi terör kafalıların aramızı açmasına izin vermemeliyiz. Gelişmelerin her iki dost ve kardeşlerimizin yararına olduğunu tekrar dile getirerek toplumlarımızın karşılıklı refah, huzur ve barış içerisinde yaşamaları için atalarımızdan bize kalan söz konusu dostluğu daha da ileriye götürmek zorundayız.

İlgili İçerikler

Son Yazılar