Cennet vatan ülkemizi ayrıştırmak ve karıştırmak isteyen iç ve dış mihraklar gibi dost ve kardeş Pakistan’ı da bölmek ve ülkeyi iç savaşın içine sokmak isteyen hainler kalleşçe masum halkı katletmeye devam ediyor. Emperyalist ve işbirlikçi Siyonist zihniyet bu iki ülkeyi gerçek anlamda kaos ve medeniyetler arası kirli bir savaşın içine sokmak için çaba harcamaktadır.
Pakistan kıt ve zor imkanlarıyla atom bombasını yapan ilk ve tek İslam ülkesi olduğundan dolayı başta İtrail, ABD ve diğerleri bu ülkenin ilerlemesini istemiyor. Ülkede etnik temelli iç savaş çıkararak uluslararası bir kararla ülke BM nezdinde işgal edilmekisteniyor. Böylelikle atom bombası Pakistanlı kardeşlerimizin değil emperyalist güçlerin elinde olacak. Tek arzuladıkları ve planladıkları senaryo budur. Bunun gerçekleşmesi için şimdiye kadar onlarcaterör örgütü kurdurttular. Pakistan’ın canını yaktılar ama hiçbiri başarılı olamadı.
Türkiye ise son zamanlarda insan hakları, ekonomi ve sanayi alanında yapmış olduğu hamlelerden dolayı, daha doğrusu tambağımsız bir ülke olma arzusundan dolayı Batılı soytarıların hedefi haline geldi. Eskisi gibi emir alan ve halkını Batı’nın çıkarları için cezalandıran bir ülke bulmadıkları için çılgına döndüler. Artık kendi silahını ve tankınıyaparak hem kullanan hem de yurt dışına satan, sanayi ve ticari ürünlerini dünyanın her tarafınaihraç ederek milli gelirini 4 bin dolardan yaklaşık 13 bin dolara çıkaran ülkemizin hızınıdurdurmak için bilinen ve bilinmeyen ne kadar şer odak varsa hepsini sahaya sürdüler.
CNN, BBC ve bunların karanlık zihniyetinde yayın yapan medya kuruluşları son zamanlarda Türkiye ve Pakistan için neredeyse ortak yayın yapmaya başladı. Bu “ülkelerin güvensiz” olduğunu iddia ederek insanların buralara gitmemeleri yönünde propaganda ve algı operasyonu yapmaktadır.
Pakistan BM kanalıyla işgal edilmek isteniyor
Aslında Pakistan’ın başına bela olan terör örgütleriyle ülkemizi kana bulayan canilerin ortak özellik taşıdıklarını biliyoruz. Terör örgütleri kan dökerek ve huzursuzluk çıkararak ülkeyi etkisiz hale getirmek isterken sözde dini kamuflaj içine bürünmüş birermeczup ve şizofrenleriülkelerimizin başına bela ettiler. Pakistan ve Türkiye’deki dindar hakların inançları sömürülerek ABD ve İngiltere odaklı kişiler adeta birer kurtarıcı gibi gösterildi.
İlk önce denemeyi Pakistan’da yaptılar. İngiltere destekli Pakistan ve Kanada vatandaşı Tahir Kadri 4 yıl önce (Aralık 2012) büyük bir sükseyle medya kuruluşlarının flaşları eşliğinde finans kuruluşları ve uluslararası destekçileri ile birlikte ABD, İngiltere ve Kanada’dan gelmiş olan militanlarıyla Pakistan’a geldi. Soluklanmadan doğrudan İslamabad’daki parlamento binasına yürümeye vedevleti ele geçirmeye çalıştı. Haşhaşı ve Batılı emperyalistlerin verdiği gazın dozajını kaçıran İmam (!) lakaplı Kadri ciddi dirençle karşılaşınca çapulcularıylabirlikte günlerce parlamentonun yakınlarındaki cadde ve sokaklarda konakladılar.
Sonunda ülkenin önde gelen siyasi partileri Nevaz Şerif’in liderliğinde ortak bir deklarasyonimzaladılar ve ülkenin idaresine yapılmak istenilen dış müdahaleye engel oldular. Büyük hayallerle yetiştirilen Kadri planı geçersiz oldu. Bu şizofren kişi rahat durmadı kendince bir şeyler yapmaya çalıştı başarılı olamayınca tekrar eski yönteme dönüldü. Yanı Şii-Sünni (vehhabi) kavgasının yanında Taliban, DEAŞ ve diğer terör örgütlerini topluca sahaya sürdüler.
FETÖ ve Kadri’ye Vatikan’dan destek var mı?
Bu arada şunu da belirtmeliyim, bu deli ve şizofren Kadri ile ABD ve İtral’in en gözde adamlarından biri olan ve FETÖ’nünliderliğini yaptığı ileri sürülen Fethullah Gülen’in kanka olması acaba bir tesadüf mudur? Dinler arası diyalog saçmalığınınbayraktarlığını bu iki zavallı yapıyor. Allah’ın ve Müslümanların değil ama Vatikan ve Tel Aviv’in desteğini alan bu zayıf karakterliHaşhaşıler dini ve dindarları kullanarak ülkelerimizin istikbali ve istikrarı ile oynadı. Her ikisi de rezil ve başarısız oldu.
Türkiye’ye nazaran Pakistan’ı daha zayıf halka olarak gören emperyalistler ellerindeki argümanları kullanarak MQM, Şia, Özgür Belucistan Hareketi, Taliban ve türevleri ileDEAŞ terör örgütlerini yeniden devreye soktular. Bu gurupların geneline yakınıuyuşturucu ve kaçakçılık yapıyor. Nispeten ülkede askeri darbenin izleri silinip eskisi gibi demokratik ve halkın refahını gözetenNevaz Şerif liderliğinde bir idare bulunmaktadır. Bu idarecilerin bir kısmı hala rahmetli Ziya Ul-Hak ekibinin bir parçasını temsil ettiğinden batılılar bunatahammül edemiyor.
Her iki ülkedeki terör örgütleri dışarıdan beslenen ve talimat alan birer maşadır. Ortak özelliklerinin başında masum sivilleresaldırmak ve halkın huzurunu kaçırmaktır. Okullara saldırı emri veren bu caniler daha çocuk yaştaki kişileri utanmadan öldüren ve gerektiğinde o çocukları birer kalkan olarak kullanmaktan çekinmiyor. Bebek katili PKK çapulcularının Nusaybin ve diğer kentlerde bulunan okulları ateşe vermeleri için telsizden talimat aldıkları kamuoyuna yansıdı. Ayni kalleşliği Pakistan’daki terör örgütleri okul ve medreselere yaptıkları baskınlarda kirli yüzlerini ortaya çıkardı.
Pakistan’daki terör örgütleri bizdeki gibi amip gibi bölünerek ortaya yeni gruplar çıkarılıyor. Ama bu grupların ele başları veamaçları aynı olduğundan dolayı halk nezdinde fazla bir anlam ifade etmiyor. En son Lahor’daki saldırıyı Cemaat –ul Ahrar grubu üstlenmişti. Utanmadan hedeflerinin Hristiyanlar olduğunu da beyan etmiştiler. Oysa olayda hayatını kaybeden 72 kişinin arasında sadece 14 Hristiyan vardı. Gerisi hepsi Müslüman’dı. Böyle bir denklemde esashedef kimdi acaba?
Pakistan’da yüzde bir orana sahip Hristiyanların hakları kanunla koruma altına alınmıştır. Hristiyan azınlığa katliam ve şiddet uygulanıyor görüntüsü verilerek yine ülkenin işgal edilmesi planlanıyor. Yakın gelecekte ülkenin Afganistan, Çin ve Hindistan tarafından işgal altında tutulan Keşmir sınırında yaşayan İsmailiye mezhebine mensup kişilere yönelik aynikatliam ve insanlık dışı eylemler yapılabilir. Emperyalistlerin arkasında olduğu her örgüt mutlaka katletme ve fitne çıkartmak amacı güder. Hiçbir zaman hayra ve selamete vesile olacak eylemler yapmazlar.
Ülkelerdeki mezhep ve etnik temelli yapılar üzerine araştırma yaptıklarından nerde hangi etnik grup olduğunu bildiklerinden halkın arasına fitne tohumlarını rahatlıkla ekebiliyorlar. Pakistan’da güçlü ve halk nezdinde büyük kitleye sahip olan Brelvi cemaati bu aralarda kullanılmaya başlandı.
Çılgın Kadrı Brelvi Cemadatını istismar ediyor!
Çılgın Kadri’den sonra şimdi de Brelvi cemaati parlamentoyu işgal etmeye kalkıştı. Aslında istekleri son derece makul ve güzel, “Kutsal değerlere hakareti suç sayan yasanın tatbik edilmesi” isteniyor. Gayet güzel, ancak, eylem usulü ve bu eylemin Pakistan halkına değilemperyalistlerin işine yarayacağını anlamıyor veya anlamak istemiyorlar. Şizofren Kadri şimdi bu grubu kullanıyor. Güzel ve doğru taleplerle şer ve batıl amaçlara hizmet ediliyor.
Pencap eyaleti eski valisi Selman Tasir, İslamin emir ve yasaklarına karşı kayıtsız olduğu için yakın koruması Mümtaz Kadritarafından Ocak 2011’de öldürülmüştü. Kadri’nin yapılan celselerden sonra mahkeme tarafından idama mahkum edildi ve 20 Şubat günü infaz edilmişti. İdam edilen kişi Brelvi cemaatine mensup bir kişi olduğundan bu idam bahane edilerekparlamento işgal edilmek istendi.
İslam’a saygısızlık edenlerin cezalandırılması isteğinin yanında idam edilen Kadri’nin şehit ilan edilmesini ve ülkede bir gün tatiledilmesini isteyen Brelvi cemaatinin mensuplarının toplu halde sokaklarda olmasından dolayı bunlara karşı Cemaat ul- Ahrar terör örgütünün eylemyapmasından korkuluyor. Aslında istenen de budur. Bir tarafta sözde Selefi/ Vehhabi anlayışı bir tarafta da sapkın Sofi anlayışa sahip bir halk var. Bu tehlikeli bir yakınlaşmadır. Yapılan gösteri ve eylemlerde şimdiye kadar onlarca kişi öldü ve binlerce kişi gözaltına alındı.
İran destekli Şii terör örgütleri bu durumdan istifade ederek birbirlerinin camilerini ve toplanma yerlerine yönelik bombalı eylemlerde bulunabilir. Böylesi tehlikeli bir kıvılcımınçıkması kardeş Pakistan için hiçte iyi olmaz.
Brelvi ve diğer cemaatlerin terör örgütlerinin veya emperyalistlerin maşalarının oyunlarına gelmemesi için azami gayretgöstermelidir. Pakistan gibi güzel bir ülkenin Suriye, Irak veyaLibya gibi kaos ortamına sürüklenmemesi gerekir.
Türkiye’yi savaşa sokamayan ve halk arasında etnik ve mezhep temelli iç kargaşa çıkartamayan emperyalistler hıncını Pakistan’dan çıkarmak isteyebilir. Allah fesatçılara ve zalimlere fırsat vermesin.