“Küresel Barış ve Bölgesel İşbirlikleri” 2. Uluslararası Sempozyumu İstanbul’da yapıldı

Paylaş

“Küresel Barış ve Bölgesel İşbirlikleri” 2. Uluslararası Sempozyumu İstanbul’da yapıldı.

Prof. Dr. Mujahid Mansoori – LCPR Başkanı
“Barış gibi asil bir amaç için ABD, Azerbaycan, Çin, Fransa, Kosova,  Malezya, Pakistan, Polonya, Romanya ve Türkiye’den birçok kişi burada. Einstein’a göre barış güçlükle elde edilebilir. LCPR (Lahor Barış Araştırmaları Merkezi)’ın da çabası çeşitli fikirleri bir çatı altında toplamak ve küresel barış düsturunun oluşmasını sağlamak. Bu tabiki birgün içerisinde gerçekleştirebilecek bir durum değil. LCPR da bu yüzden uluslararası barış için konferans düzenliyor. Barış kulübüne bu amaç doğrultusunda üye olan meslektaşlarımıza teşekkür ediyorum”
Cemal Demir – GASAM başkanı
“Birinci ve ikinci dünya savaşları ve soğuk savaşın ardından oluşan güvenlik sorunlarında İslam’ın siyasi söylemlerle güvenlik sorunu olarak tanımlanmaya çalışıldığını söyledi.”
“Tarih boyunca İslam geniş bir kültürel haritaya sahip olmuş ve esnek kültür politikalarının yeşermesine imkân sağlamış ve İslam’ın sabit bir düşünce sistemi olmadığının altını çizen Demir, “Arakan, Keşmir ve Filistin gibi yerlerdeki sorunların devam etmesinin nedeni küresel güçlerin hak ve adalet temelli bir yaklaşımdan uzak olmalarının sonucudur. Bugün küresel olarak çatışmaları durdurmak ve barışı tesis etmek için bir arada yaşama ahlakına kavuşmamız gerekiyor. Barışta yarıştığımız zaman bunun olması imkânsız değil.” diye konuştu.27 Nisan 2019
İdris Güllüce – Sabık Çevre ve Şehircilik Bakanı
“Demokrasi; adalet varsa ve her bir kişi eşit vatandaşsa vardır. Güvenlik, demokrasi ve refah içinde bir arada yaşamak zorundayız. Üçünün de seçilmesi lazım. Bunların biri olmadığında her zaman sorunlar olur ve birbirine asla seçilemez. Bugün Avrupa’da ve dünyanın değişik yerlerinde farklılıklarla yaşamaya çalışan devletlere Osmanlı Devleti’nde farklı inançlar nasıl barış içinde yaşıyorsa öyle yapmalarını tavsiye ediyorum. Temel insani hakları korunarak inanç ve fikir özgürlüğü tüm ülkelerde sağlanmalı.”
Prof. Dr. Hasan Askari – Pakistan Punjap Üniversitesi
“Soğuk savaşın bitişinden sonra bölgeler arası iş birliği güçlendirilmeye çalışılıyor. Çünkü artık bölgeler buna mecbur. Tüm ülkeler ve bölgeler birbirine ayrılamaz çizgilerle bağlı. Bugün uluslararası sistemi tek bir güç kontrol etmiyor. Böyle bir dünyada iş birlikleri teröre ve anarşiye karşı zorunlu hale geldi. Daha kapsamlı güvenlik tedbirleri gerekiyor. Sadece askeri değil, sosyal ve ekonomik güvenlik kavramları da önem kazandı.”
“Diplomasi daha kapsamlı bir şekilde kullanılıyor. Bunlar resmi diplomasi değil, daha çok resmi olmayan ilişkileri kapsıyor. Yumuşak güç de daha çok önemli. Sanat, kültür ve insanlar arası ilişkiler de öyle. Bilgi, teknoloji ve kültür artık sınırları aşıyor ve dünyaya yayılıyor. Tüm bu nedenlerden dolayı bölgesel iş birliği ekonomi, sosyal hayat, medya, akademi ve güvenlik konularında kaçınılmaz.”
Shamshad Ahmad Khan – Pakistan Sabık Büyükelçi (Güney Kore-İran)
“Yaşadığımız dünya artık herhangi bir yerde izole olarak yaşamaya müsait değildir. Yüzyıllarca ülkeler arasında etkileşim oldu. Şimdi ise daha fazla etkileşim olmakta. İnsanlık tarihinde hiç olmadığı kadar birlikte hareket etmez zorundayız. Çatışmaları, yoksulluğu gidermenin yolları bulunmalı. Bu sadece köprü, yol inşa etmek değildir. Diplomasi ile de gerçekleştirilmelidir. ”
“Bölgelerarası işbirliği, sadece politik anlamda değil aynı zamanda genel olarak insanlara, iş dünyasına ilişkin temaslar ve işbirlikleri açısından dünyanın sorunlarının anahtarını teşkil ediyor. Zengin mirası ile senkronize olan Pakistan, bu nedenle kendisini küresel ve bölgesel entegrasyon için bir faktör olarak görüyor. Bu konferansın yeni düşünce ve insiyatifler için yararlı bir sıçrama tahtası olacağına ve hem İslamabad, hem Ankara, hem de diğer bölgesel başkentlerde politika yapımının daha da zenginleştirilmesine yardımcı olacağına inanıyorum.”
Avni Spahiu Kosova – Ankara Büyükelçisi
“11 yıl önce bağımsızlık ilan eden Kosova genç bir ülke. Nüfusu da genç. Bölgede önemli bir oyuncu olmaya devam edeceğiz. Güveni, barışı, istihdamı sağlamak küresel ve bölgesel işbirliğinden geçmekte. Türkiye bağımsızlıktan sonra demokratik kurumların işler hale gelmesi için her zaman yanımızda oldu. Aynı şekilde Pakistan’la da iletişimimiz çok kuvvetli.”
Tümgeneral Jeewaka Ruwan – Sri Lanka
“Sri Lanka hiçbir ülke için tehdit değil ve herkes için barış istiyoruz. Gelişmeye çalışan bir ülkeyiz. Terör saldırıları neden ülkemizde oldu diye hala kendimize soruyoruz. Terör sadece bizim için değil, herkes için önemli bir sorun. Pakistan ve Türkiye barışın tesis edilmesi konusunda bize her zaman el uzatmıştır. Sri Lanka ve Pakistan iş birliği tabii ki ayrıca önemli. Pakistan’la askeri olarak ilişkilerimiz çok kuvvetli ama kültürel ve sosyal ilişkilerimizin de geliştirilmesi gerekiyor. Hepimizin benzer hayalleri var ama bazen de ortak olmadığımız konular olabiliyor.”
Dr. Moeed Yusuf – Barış Enstitüsü Asya Merkezi ABD
“Güney Asya’da Hindistan ve Pakistan dışındaki ülkeler entegre olamamış. 35 yıldır süren bir savaş var. Afganistan’ın o topraklara optimum bir işbirliğinden bahsedemeyiz. Güney Asya majör bir trajedi yaşamakta. Büyük göçlerin vekalet savaşlarına saha olmuştur. Çin- Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) Afganistan’a kadar genişletilirse o bölge için büyük bir şans olur. 18 yıldır savaş içinde olan aktörler istişareye hazırlar. ABD, Pakistan, Taliban ilk kez bu kadar hazır. Türkiye de bu süreçte önemli bir oyuncu. Ekonomik bağlamda işbirliği yapılmalı. Bu süreçte aşılması gereken engeller de vardır. Pakistan- Hindistan ilişkilerindeki sorunlar aşılmazsa Güney Asya’nın entegre olmayan %85’inden bahsedemeyiz. Pakistan-Hindistan arasındaki problemler çözülmeli. 70 yıldır süren sıkıntılar çözülmeli. Keşmir sorunu çözülmeli. Diğer bir engel ise İran’ın izolasyonu. Çözüm gerçekleşmez ise İran’da sıkıntılar devam edecek.”
Bilal Khan Pasha – Pakistan İstanbul Başkonsolosu
“Güçlü ekonomiler barışa katkı sağlar. Barış olursa ekonomik gelişmeler de olur, barış yok olursa ekonomiler de çökmeye başlar. Günümüzde büyük saldırılar ve savaşlar ekonomileri zorluyor. Askeri harcamalar trilyonlarca doları buldu. Bunun yanında güvenlik harcamaları için de 4 trilyon dolara yakın para harcanıyor. Bunlar yüksek rakamlar ve barışın tesisi için de harcanabilir. Pakistan bu nedenle bölgesinde barışı tesis etmek için mücadele veriyor. Hem Afganistan’daki çatışmaları durdurmak için hem de Hindistan’la iyi ilişkiler kurmanın yollarını arıyor. Keşmir sorunu aramızdaki en önemli sorun olduğu kadar İslam coğrafyasının ve dünyanın da önemli sorunlarından. Çözüm için yapıcı diyaloglara ihtiyacımız var.”
Ali Şahin –Türkiye&Pakistan Parlamentolararası Dostluk Grup Başkanı, Gaziantep Milletvekili
“İnsanların bilinçaltı suçun neden işlendiği konusunda bize bilgi verir. Habil ve Kabil arasındaki ilk çatışma bir örnek niteliğindedir. Aslında tüm çatışmalarda ve suçlarda iki insan tipi ortaya çıkar: İyi ve kötü insan. Tüm mesele iyi ya da kötü mü olacağız meselesidir. Küresel ve bölgesel barışı nasıl sağlarız sorusu bunu kimin engellediğinin bulunmasıyla cevaplanabilir. Maalesef küresel sistem barış getirmekten ziyade çatışmaları destekliyor. Haklının değil, güçlünün haklı olduğu bir sistem içinde barış üretmeye çalışıyoruz. ”
“Kudüs, İsrail’in başkenti olarak tanımlanmakta ve Golan Tepeleri’nin İsrail’e ait olduğu gibi açıklamalar yapılmakta bu hukuksuz ve barış önünde büyük engeldir. Uluslararası organizasyonlar Ruanda, Yemen, Suriye, Filistin ve Keşmir’de yaşananlara çözüm bulmakta yetersiz. ”
“Mülteciler kendilerini sömüren devletlerin onlardan aldıkları zenginliklere doğru bir yolculuk yapıyorlar aslında. Onlara sınırlar çiziliyor ama tarihin akışına baktığımızda 100 sene yaşadıkları toprakların nasıl sömürüldüğünü ve neden bu durumda olduklarını anlayabiliriz.”
Dr. Mehmet Özkan – Küresel Politika Merkezi Washington ABD
“Bölgesel barış ve asayişi sağlamada batı dünyası haricindeki tecrübeler, bölgesel asayişi sağlama çabaları, doğrusu asayişten daha fazla karışıklığın ortaya çıkardığını göstermektedir. Bölgede mücadele içinde olan aktörler nedeniyle, bu tarz çalışmalardan da yeteri kadar faydalanılamamaktadır. Bölgesel barış ve asayiş olmadan sürdürülebilir bir küresel barış, başarılı olamaz.”
“Latin Amerika, Afrika ve Ortadoğu’daki bölgesel organizasyonlardan edinilen ders ve tecrübeleri çalışarak ve bazı önemli noktaları ortaya koyarak, daha iyi bir düzenleme yapabilmek için uluslararası dönüşüm sisteminde, küresel ve bölgesel bağlantıları saptamak gerekir.”
Dr. Arshad İslam – Uluslararası İslam Üniversitesi Malezya
“İslamiyet kardeş olmayı gerektirir. Ancak bu şekilde saadete ulaşılabilir. Tarihe baktığımızda Sultan Abdülhamid bu coğrafyada etkin rol oynamıştır. İster bu bölgelere bağlı Müslümanlar olsun ister başka Müslümanlar olsun himayesi altına almıştır. İngilizler bu coğrafyayı barış adı altında işgal etmiştir. Bu kötü durumları durdurmak için çeşitli anlaşmalar yapılsa da hep ihlal edilmiştir. Hint Müslümanlarının ünlü şairlerinden Şibli Numani, şiirlerinde Sultan Abdülhamid’in rolünden bahsetmiştir.”
Dr. Vugor Bayramov – Ekonomik ve Sosyal Gelişim Merkezi Azerbaycan
“Enerji projelerinin barışa etkilerinden bahsetmek ve Güney Gaz Koridoru’nu ele almak istiyorum. Avrupa’da doğalgaza talep artışta ama üretim ise düşüştedir. Azerbaycan’da potansiyel enerji kaynakları mevcuttur. Bu projenin amacı Rusya’ya olan bağımlılığı azaltmaktır. Gürcistan da bu projede önemli rol oynamaktadır Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP)’ndan tüm Avrupa ülkeleri yararlanacak. Türkiye de bunun bir parçasıdır.”
Mr. Rafael Le Mehaute – İçişleri Bakanlığı Bölge Müdürü Fransa
“Fransada’ki kuruluşumuz CHEMİ’den örnekler vermek istiyorum. Türkiye’den Fransa’dan Pakistan’dan ve birçok ülkeden birçok heyet karşıladık. Barışın tesisi için 2019 yılında yeni bir eğitim programı gerçekleştirecek. ”
“Arabuluculuk insanlar arasında, devletler arasında barışı mevcut kılmaktadır. Fransa’da iç sıkıntılarla ilgili de arabuluculuk yapmaya çalışıyoruz. Arabuluculuk kültürel bir meseledir ve eğitim ile ortak olarak uygulanmalıdır. Model toplumlarda arabuluculuğa gereksinim vardır. Arabuluculuğun 6 evresi vardır. Arabuluculuk için bağlamı anlamak lazım. Karşı tarafın hoşnutsuzluklarını bilmek ve bu fikirleri dikkate almak ve bundan anlaşma sağlamak gerekir. 3. evre yaratıcılığa dayalı: Çözüm tasarlamak. 4. ise bulunduğu durumu ele almak 5. ise karşı tarafı dinlemek 6. evresi ise neticeleri, anlaşmaları uluslararası kuvvetlerle anlaşmaya dökebilmek. Bunlar zaman alabilmektedir. Zaman aldığını dikkate almak lazım. Sıklıkla devreye sokulmalı. Devletlerarası, bireyler arası ilişkiye benzer. Ülke dışında da barışı istiyorsak kendi içimizde de barışçıl olmak gerekir. Kendi ülkemizde de buna dikkat ediyoruz. Arabuluculuk elzemdir.”
Azmat Rasul – Florida Eyalet Üniversitesi ABD
“Digital medya değişiyor. Emsali görülmemiş bir büyüme gerçekleştiriyor. Kitlesel medyada ise daralma var. Bilgisayarlar, televizyonlar, radyolar hepsi birbirine yakınsama oluşturuyor. Medya 2’ye ayrılır, Basılı Medya ve Görsel Medya. Hükümetlerin bilginin dağıtımı ve engellemesi demokrasinin işlemesine engeldir. Elektronik medyaya hükümetler etki etmesi gerekir. Gençler üzerinde ciddi etkisi vardır. Digital medyanın kişiler üzerinde negatif etkisi olduğu gözlemlenmiştir. Örneğin televizyon izleyen kişilerin dünya görüşü değişiyor ve etkisi altında kalıyor. Negatif duyguları tetikliyor. Toplum içinde çatışmaya sebebiyet veriyor. Sürekli endişe içinde olunuyor. Normale dönmek zorundayız. Bununla başa çıkmak için emzimlerimiz vardır. Pozitif duygulara da sebebiyet vermektedir. Örneğin; Hindistan ve Pakistan arasındaki gerginlik zamanında çok fazla negatiflik hakimdi ama bu süreçte bile bazı insanların barıştan bahsettiklerine şahit olduk. Umut, barış bireylere de indirgenebilir. Digital medyanın barışa etkisi de bu yöndedir.”
Dr. Talha Köse- İbn Haldun Üniversitesi
“Büyük güç yarışının Asya bölgesine kayması nedeniyle, bölgedeki nüfuz gücüne sahip aktörler arasındaki gerilim artmaktadır. Bölgesel ve küresel önemli aktörlerin, bölgesel sorunlara yönelik yaklaşımları farklılık göstermektedir. Bu tarz yaklaşım sebebiyle, bütün bu aktörlerin, çatışmaların çözümü ve barış çabalarına yönelik, birlikte hareket etmelerini daha güç hale getirmektedir. Asya’daki güç değişikliğinin barışı ve barışın inşasına yönelik çabaları nasıl etkileyeceği küresel aktörlerin yaklaşımları belirleyici olacaktır.”
Dr. Rafal Ozarowski – İşletme ve Yönetim Üniversitesi Polonya
“İran’ın Ortadoğu’daki rolünden bahsedecek olursak ülke ABD’nin yaptırımlarından dolayı çok fazla zorluk çekmektedir. İnsanların yaşam standartlarını etkilemektedir. Yaptırımlar ekonomiye darbe vurmuştur. ABD politikası çok başarılı ilerlemiyor. Nihai bir çözüm gözükmüyor. Rusya’nın İran üzerindeki etkisinin artması da ciddi bir zorluk. Geçici müttefik ihtiyacı doğabilir. İran’ı çevreleme politikalarının bizim konu başlığımız ile bağlantısını ele alacak olursak köşeye sıkıştırmakla bölgesel bir barış sağlanmaz. Bu yaptırımlar Ortadoğu’ya düzen getirmeyecektir. İran kilit bir noktadadır. Mücadele çözüm getirmeyecektir. Dış güçler Stratejik öneme sahip olan bu ülkeye istikrarın gelmesini de istemiyor olabilirler.”
Dr.Andreea Stoian Karadeli – Serbest Araştırmacı Romanya
“DAEŞ’in SWOT analizini yapacak olursak, kuvvetli yönleri propaganda araçlarını iyi kullanmaları, zayıf yönleri ise; sabırsız olmaları, savaşçılarının azalmış olması, halka kötü davranmaları, o bölgelerden göç olması. Fırsatları ise; her yerde görmek artık mümkün. Mezhep fay hatlarını, siyasi fay hatlarını hareketlendiriyorlar. Hapishanelerde olan üyeleri uyuyan hücreleri. Peki böyle bir tehdit karşısında neler yapılmalı? Küresel erken uyarma sistemi kurulmalı. Bu zamana kadar DAEŞ ile mücadele konusunda başarılı olundu mu? Bölgesel olarak evet ama şimdi hiçbir zaman olmadığı kadar güçlüler. Tek bir yerde saldırı gerçekleştirmiyorlar. Dünya geneline yayılmış bir şekildeler. Geçmişteki 4 yıla oranla saldırı sayısı fazla ölen sayısı azalmıştır. Bölgeler arası işbirliği için güçler birleştirilmeli. DAEŞ’in mevcut formunu daha iyi anlamalıyız. Stratejik işbirliği gerçekleştirilmeli. İstihbarat bilgileri paylaşılmalı ki örneğin Sri Lanka olayı gibi durumlar gerçekleşmesin. Irak ve Suriye’de de daha iyileri yapılmalı. Sınır güvenliği, İstihbarat birliği. Uzun vadeli stratejik ortaklık yapılmalı. İstihbarat burada önemli rol oynamaktadır.”
Prof. Dr. Saadet Gülden Ayman- İstanbul Üniversitesi
“Devletler çeşitli süreçlerde, çıkmazlarda sürdürebilecek stratejiler oluşturamıyorlar. Bunun yerine bazı taktikler oluşturuyorlar. Taktik; karşıdaki kişiye savaşa devam edebilecek izlenimi vermektir. Barışa giden yolda çeşitli negatif motivasyonlar varken Pozitif beklentiler olabilir. Pozitif beklentiler kademeli artabilmeli. Merkezi bir koalisyon olması gerekiyor. Eşit bir şekilde temsilcilik gerekiyor. Hem ılımlıların hem uçların olması gerekiyor.”
“Trump, ABD ordularını Afganistan’dan çektiğini duyurdu. ABD neden böyle karar verdi? Barış bu şartlarda mümkün mü? Bunu ele alırsak; Çatışmanın siyasi maliyeti ABD yönetimi için çok yüksek olmadı. Ölen askerler az. ABD’de Trump yönetimi bunu para üzerinden hesaplıyor. Taliban’ın maliyeti ise Afganistan’da çok daha fazla. ABD öncelikle tırmandırma stratejisi izledi. Taliban da bazen bu doktorinleri kullanıyor. ABD’nin iyi Taliban kötü Taliban politikası vardı. Taliban üyesi olmayan kişiler kendilerini bu şekilde gösterdi ki para alabilsinler. Müttefikleri genişletme politikası da olabiliyor. Bu taktiklerin hiçbirisi ABD galibiyeti getirmedi. Netice net olamadı. ABD’nin tek taraflı çekilmesi gerçekleşirse kalıcı olmasa da bir denli iyi olabileceğini düşünenler var. Taliban kadınlar ve teknoloji ile uygulamalarını yumuşattı. Hükümet ile de görüşmelerini tamamen kesmedi. Taliban ile ABD ile müzakerelerin doğrudan yapılması merkezi hükümetin otoritesini sarsıyor. Sürecin önündeki engeller; Afganistan başka bir savaşa çekilebilir mi? Afganistan’ın yapacağı şeyler var. Bölgesel faktörlerin üzerine düşen görevleri var. Merkezi koalisyonun oluşması gerekiyor. Eksik olan nokta birleştirici faktörlerin eksik olması. Afganistan ekonomik olarak da kırılgan bir ülke. Tamamen yabancı fonlara bağlı. Bu bölgesel açıdan büyük zorluk.”
Burhan Kayatürk Türkiye-Pakistan Dostluk ve Kültür Derneği Başkanı

GASAM
GASAM
GÜNEY ASYA STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ & SOUTH ASIA STRATEGIC RESEARCH CENTER

İlgili İçerikler

Son Yazılar