GASAM’dan 2024 Bangladeş Seçim Değerlendirmesi

Video konferans yoluyla gerçekleştirilen etkinliğin Moderatörlüğünü GASAM Başkanı Cemal Demir’in yaptığı programa katılan;  Akademisyenler Dr. Emrah Kaya, Dr. Nazmul İslam ve Dr. Rahmat Ullah 7 Ocak 2024’te gerçekleştirilen Bangladeş seçimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Paylaş

Güney Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (GASAM), 2024 Bangladeş seçimini, video konferans yoluyla etkinlik düzenledi.

Video konferans yoluyla gerçekleştirilen etkinliğin Moderatörlüğünü GASAM Başkanı Cemal Demir’in yaptığı programa katılan;  Akademisyenler Dr. Emrah Kaya, Dr. Nazmul İslam ve Dr. Rahmat Ullah 7 Ocak 2024’te gerçekleştirilen Bangladeş seçimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ülkede taraflar birbirlerini “vatan hainliği” ile suçluyor

Akademisyen Dr. Emrah Kaya,  ülkede tarafların birbirlerini “vatan hainliği” dâhil bazı eleştirilerle suçladığını bunun da toplumsal uzlaşının teminini kırdığını söyledi.

Bölgedeki ülkelerde demokratik yapının çok fazla oturduğunu ve güçlü bir temelde olduğunu söylemenin zor olduğunu belirten Kaya, ”Bunu hem yönetim kadrosunda hem de halk çerçevesinde görüyoruz. Bölgede partizanlık çok fazla, kendi partisi dışındaki partileri “vatana ihanet” noktasında gören çeşitli anlayışlar, düşünceler hâkim,  iktidara geçen parti, elindeki gücü hizmet etmek yerine bir noktada muhaliflerini tasfiye etmek amacıyla da kullanıyor, bunu çeşitli boyutlarıyla görüyoruz.” dedi.

Bangladeş nükleer güçlerin radarında

Çeşitli terör örgütlerinin bölgeye sızarak bölgede aktif hale gelmeye çalıştığını savunan Kaya şöyle devam etti:

“Seçim sürecine baktığımız zaman temel olarak 2 ana parti var. Bunlardan biri Avami Birliği Partisi (AL) diğeri de Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP). Bu 2 parti arasında önemli bir rekabet söz konusu. Her iki taraf da birbirini vatan hainliğiyle suçluyor, bu da toplumsal uzlaşının teminini kırıyor. Şu anda iktidar AL’nin elinde ve BNP’nin açıklamalarına baktığımız zaman seçimlere boykottan tutun da çeşitli toplumsal olayları kışkırtmaya kadar birçok konuda görebiliyoruz. BNP, tarafsız bir seçim sürecinin yürütülmesi için tarafsız bir hükümetin kurulmasını istedi. Ancak AL buna karşı çıktı ve mevcut Hükümetle seçime gireceklerini açıkladılar. Bunun üzerine 2017-2018 yıllarında yapılan seçimlere hile karıştırıldığını iddia eden BNP bu seçime de hile karıştırılacağını iddia ederek seçimi boykot etme kararı aldı. Bangladeş Cemaat-i İslami Partisi de seçimleri boykot etme kararı aldı. Seçimlere katılım oranı yüzde 40 civarında oldu. Şunu görüyoruz yüzde 40’lık bir katılımın büyük oranı zaten AL tarafından gerçekleştiriliyor. Ülkede yaklaşık olarak 298 sandalye varken,222-223’nü AL alıyor. 62 tanesini bağımsızlar alıyor, geriye kalanında çeşitli gruplar ya da partiler arasında dağıtılıyor. Ülkede yapılan seçimlere şaibe karıştırıldığı ve güvensiz olduğu toplumun genelliği tarafından da kabul edilen bir durum.”

Bangladeş ’deki dış etkiye de dikkati çeken Kaya, Bangladeş’in 4 nükleer gücün radarında olduğunu dile getirdi. Çin, ABD, Hindistan ve Pakistan’ın varlığına dikkati çeken Kaya, ”Bangladeş’te siyasi rekabet ya da tarafların birbirlerini şeytanlaştırması da aslında dış etkenlerin uzağında olan bir durum değil. Örneğin Bangladeş Milliyetçi Partisi’nin lideri, kendini batıcı liberal milliyetçi olarak tanımlıyor. Şeyh Hasina biraz daha Çin’e daha yakın olacak şekilde dengeye dayalı bir politik anlayışı benimsiyor. Sosyal demokrat olduğuna dair güçlü iddialar var. Ülkedeki seçimler ABD için büyük önem taşıyordu. ABD Şeyh Hasina’nın kazanmasını pek istemiyordu.  Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova “ABD Bangladeş’te bir Arap Baharı istiyor” diye bir açıklama yaptı.  Bangladeş Milliyetçi Partisi daha Batıcı bir parti olduğu için, bu partinin iktidara geçmesi ABD gibi Batılı aktörler için daha uygundu. Şeyh Hasina’nın iktidarda kalmasını Rusya açık bir şekilde istiyordu. Çin, her ne kadar ülkelerin iç politikalara müdahale etmediğini dile getirse de Şeyh Hasina’nın devamı aslında Çin’in de bölgede ekonomik, sosyal ve siyasal etkisinin daha sürdürülebilir olacağını gösteriyordu.” İfadelerini kullandı.

Bangladeş ‘deki seçim bölgesel ve küresel denklemleri, dinamikleri, ilişkileri ve sistemi etkiliyor

ABD’nin seçim sürecinde bazı partilere mektup göndererek seçimin “barış ve huzur” içinde sürmesini istediğini dile getiren Kaya, Pakistan seçimlerinde şaibe iddialarına rağmen ABD’nin dâhil olmadığını vurguladı.  Pakistan ordusunun Amerika Birleşik Devletleri ile “yakın ilişkileri”  olduğunu iddia eden Kaya şöyle devam etti:

“ABD, Pakistan ordusunun İmran Han gibi Çin’le yakın ilişkileri sahip olan bir ismin iktidara gelmesini engelleyeceğini biliyordu. O yüzden ABD herhangi bir açıklama yapmadı. ABD ve Batı medyası Pakistan’daki bu “hukuksuz”, tartışmalı sürece karşı sessiz kaldığı gerekçesiyle ABD’yi eleştiriyordu. Ancak Bangladeş’te benzer durumu görmedik. ABD çeşitli seviyelerde seçime az çok müdahil olmaya çalıştı. Çünkü ABD’nin Şeyh Hasina’nın göreve devam etmesinden rahatsız olduğunu biliyoruz. Aynı zamanda ABD’nin Bangladeş ordusunu etkileme kapasitesi de biraz daha zayıf Pakistan’a oranla.  Bunlar seçimin aslında küresel güçlerin radarında olduğunu gösteriyor bize. Çünkü Bangladeş oldukça stratejik bir ülke ve önemli bir özelliği de var. Bütün nüfus bir yerde toplandığı için ucuz iş gücü daha fazla. Bangladeş’teki seçim sadece Bangladeş’i değil bölgesel ve küresel denklemleri, dinamikleri, ilişkileri ve sistemi bile etkileyen bir seçimdi. Muhtemelen Bangladeş Milliyetçi Partisi kazansaydı, bölgede Çin nüfuzu önemli ölçüde kırılacaktı.”

Hindistan’ın Bangladeş’teki etkisini değerlendiren Emre Kaya, Hindistan’da cami yakılması gibi Müslümanları rahatsız eden bir siyasi süreç işlediğini hatırlattı. İki ülke arasında bir sınırı kapatma politikasının hayata geçirildiğini vurgulayan Kaya,” Bangladeş ile Hindistan arasında aslında bir güvensizlik durumu da söz konusu. Aynı zamanda Bangladeş’in dış politika anlayışı biraz daha denge politikasına dayalı. Yani Bangladeş çıkarları olduğu süreçte Hindistan, Çin ve ABD ile yakınlaşabiliyor. Hindistan bundan biraz rahatsız. Özellikle Bangladeş ile Çin arasında artan ilişkiden dolayı rahatsız. Çünkü Bangladeş’in tek bir komşusu var, o da Hindistan. Sınırları Hindistan tarafından çevrilmiş durumda. Bölgede artan bir Çin etkisi değil Hindistan’da bir güvenlik zafiyeti olarak görülüyor”  değerlendirmesinde bulundu.

Bangladeş Avami Birliği partisi demokratik sistemden uzaklaştı

Akademisyen Dr. Rahmat Ullah Bangladeş’te 1990 yılından itibaren demokratik yapı oluştuğunu, 1990-2006 arasında sürecin demokratik çerçevesinde çok uygun bir şekilde devam ettirildiğini söyledi.

2006’dan sonra Bangladeş’te bir siyasi düzensizlik meydana geldiğini belirten Ullah, şöyle devam etti: “Hem İktidar partileri hem de muhalefet partileri bu süreci Bangladeş kültürüne göre yapabildikleri kadarıyla demokratik anlayış çerçevesinde izlemişler. Ama 2006 yılından sonra Bangladeş’te bir siyasi düzensizlik meydana geliyor. Dönemin 4 partili iktidarı, seçim sürecinde siyasetten bağımsız bir seçim düzenleme kurulu kuruldu. Bangladeş’te daha çok iktidar partisi tarafından desteklenen ya da uygun bulunan kişi tarafından oluşturulduğu gerekçesiyle bir askeri müdahale oluyor. Bu müdahalenin arkasında Hindistan ve Amerika’nın parmağı olduğunu herkes biliyor. O süreç itibariyle düzensizlik başlıyor ve o asker yönteminin gözetimi altında bir seçim yapılıyor ve o seçimde Bangladeş Halk Partisi dediğimiz, ya da Avami Birliği Partisi büyük bir başarı elde ediyor. Bu başarıların arkasında kimileri Hindistan’ın planladığı şekilde olduğunu, kimileri de askerle anlaşma şeklinde oluğunu düşünüyor.  Avami Birliği Partisi demokratik ortamdan uzaklaşarak tek partili sistemi kurmayı tercih ediyor. 2009’dan sonraki seçimlerde daha çok Avami Birliği Partisi tarafından hem anayasal çerçeveden uzaklaşıyor hem de seçim döneminde kurulacak bağımsız hükümete müdahale ediyor. Bu duruma Bangladeş Milliyetçi Partisi, Bangladeş Cemaat-i İslami Partisi ve diğer muhalefet partileri tarafından reddediliyor. Dolayısıyla Teknokrat hükümeti kurulmadığından muhalefetten seçime katılım artık olmuyor. 2024 Bangladeş seçimi hiçbir muhalefetin olmadığı bir seçim olarak gerçekleşti ve bu seçimi uluslararası sisteme kabul ettirmek için de partili olan birçok kişi Avami Birliği Partisi tarafından bağımsız olarak gösterildi. Ancak partinin geçmişinde demokratikleşme anlayışının çok fazla olmadığını görüyoruz. Tarih’te Şeyh Hasina’nın babası Bangladeş bağımsızlığının 3. yılında tek partili bir sistemi ilan etmişti.

Avami Birliği Partisi Bangladeş’in kurucu partisi olduğunu dile getiren Ullah,” Avami Birliği Partisi 1949 yılında dönemin Batı-Doğu Pakistan’ın bir partisiydi. 1970 yılında Avami Birliği Partisi Batı-Doğu Pakistan parlamentosunda en büyük parti olarak yer aldı. Ancak Batı-Doğu Pakistan arasında siyasi anlaşmazlıklar nedeniyle Avami Birliği Partisine merkezi siyasi iktidar teslim edilmedi yani merkezi hükümet kurdurulmadı. Bu durum Doğu Pakistan da Avami Birliği Partisi Başkanı Şeyh Muciburrahman liderliğinde protesto edildi. Dolayısıyla 1971’de Doğu Pakistan’da protestolar ve askeri müdahaleler sonucu Batı-Doğu Pakistan arasında bir savaş ortaya çıktı. Bu savaş sonucunda Bangladeş bağımsızlığını kazandı ancak bağımsızlık sürecinde Avami Birliği Partisi Hindistan’dan bütün destekleri elde etmeyi başarır. Çünkü burada Hindistan’ın da çıkarları vardı. Avami Birliği Partisi eski ve köklü bir parti. Bangladeş’in bağımsızlığı sonrası demokratik anlayış başladı. Bangladeş’in tarihi seçim sürecinde ve Avami Birliği Partisi 1996’da iktidara geldiğinde çok partili güçlü sistemi vardı. 1996 yılından sonra seçim sistem yavaş yavaş bozulmaya başladı ve 2009’dan sonra muhalefetin siyasi haklarının çok az olduğunu, siyasi ofislerinin sürekli kapatıldığını görüyoruz.” Değerlendirmesinde bulundu.

Bangladeş’te gerçek seçim olsaydı muhalefet kazanırdı

Akademisyen Dr. Nazmul İslam, 1990’da Bangladeş’te sivillerin daha çok yönetim kurabildiğini, bunun çerçevesinin oluşturulduğunu vurguladı. İslam şöyle devam etti:

“Bangladeş halen genç sayılabilecek, 52-53 yaşında olan bir ülke. Avami Birliği Partisi Başkanı Şeyh Muciburrahman ülke kurulduktan sonra demokratik anlayış devam etti. Ama 3-4 yıl sonra Bangladeş karıştı. Farklı bir dönem başladı o zaman. Şeyh Muciburrahman 15 Ağustos 1975’teki bir askeri darbeyle devrildi. Bu darbe tarihimiz için çok kötü bir tarihti. 1978’de Bangladeş Milliyetçi Partisi kuruldu. Bu çok önemli bir nokta çünkü yavaş yavaş demokratik anlayış bir çerçeve oluşmaya başladı. 1990’dan sonra asıl demokratik bir dönem başladı. 1996’dan sonra 2000-20007’de demokratik anlayış sürdü. Bangladeş seçmenin yüzde 90’nından fazlası demokratik bir sistemin devam etmesini istiyor. Herkesin ortak bir anlayışı var bu konuda. Gazetecilerin, akademisyenlerin, diplomatların demokratik anlayıştan başka bir düşüncesi yok. Bangladeş’in Avami Birliği Partisi Başkanı Şeyh Muciburrahman’ın çok büyük bir rolü var. Şuan Avami Birliği Partisi demokratik anlayışın kurallarını kendi menfaatine uygun oluşturarak bir seçim ortamı oluşturuyor. Bundan dolayı da Bangladeş Milliyetçi Partisi ve Bangladeş Cemaati İslam’i Partisi, seçimleri boykot ediyor. Bu iki parti katılmadığı için seçimlerin sadece adı seçim oluyor. Hükümet, seçimlere katılım oranını sadece göstermelik olarak yüzde 40 gösteriyor. Gerçek bir seçim olsaydı muhalefet partilerinin kazanma şansı daha fazla olacaktı.”

Seçimin uluslararası yansımalarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan İslam, ”Demokratik bir sistem seçimlere uluslararası onay çok önemli. Sadece Hindistan kendi perspektifinden baktığı için Avami Birliği Partisi’nin devamını istiyor. Avami Birliği Partisi ile Hindistan arasındaki ilişki çok eski ve çok derin. Hindistan diğer Bangladeş partileri iç politikaları için tehdit olarak gördüğünden çok güvenmiyor. Bangladeş Cemaati İslami de özellikle Pakistan’dan destek aldığı iddia ediliyor. ABD’nin bu bölgelerde çok uzun vadeli bir politikası var. ABD’nin Hint Pasifik stratejisi işbirliğinde  Avustralya, Japonya, Güney Kore, Hindistan var. Fransa’nın, İngiltere’nin Bangladeş’e özel yeni yeni politika geliştirdiklerini görüyoruz. Bunlar Çin’e karşı politikalar. Bu ülkelerin ana hedefi, Bangladeş, Sri Lanka, Myanmar, Maldiv, Butan, Nepal gibi ülkelerde Çin’in etkisini kırmak. Çin bile Avami Birliği Partisi tarafında. Bu ilginç bir nokta. Çin geçen 5 yılda Bangladeş’e yatırım yapmaya başladı. Çin’e bu fırsatları Avami Birliği Partisi sunuyor. Bu yakınlaşmadan dolayı ABD, Avami Birliği Partisi’nin bazı liderlerine yaptırım yapmaya başladı.” şeklinde konuştu.

GASAM
GASAM
GÜNEY ASYA STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ & SOUTH ASIA STRATEGIC RESEARCH CENTER

İlgili İçerikler

Son Yazılar